Akşener: Sadece İstanbul’da 9 bin 872 kişi koronavirüsten öldü

Yayın tarihi: 18 Kasım 2020 Çarşamba 10:35 am - Güncelleme: 18 Kasım 2020 Çarşamba 11:43 am

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) rakamlarına göre 14 Kasım tarihine kadar sadece İstanbul’da, hayatını kaybeden vatandaşların sayısının 9 bin 872 olduğunu açıkladı. Alınan tedbirleri ‘yarım-yamalak’ bulduğunu söyleyen Akşener, “Hiç vakit kaybetmeden 14 günlük kesintisiz bir sokağa çıkma kısıtlaması ilan edin” dedi.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, İBB rakamlarına göre, 14 Kasım tarihine kadar sadece İstanbul’da hayatını kaybeden vatandaşların sayısının 9 bin 872 olduğunu söyledi. Alınan tedbirleri ‘yarım-yamalak’ olarak niteleyen Akşener, “Hiç vakit kaybetmeden 14 günlük kesintisiz bir sokağa çıkma kısıtlaması ilan edin” çağrısını yaptı.

Akşener, “Ekonomi ve hukuk reform” söylemlerini sürdüren AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ise, “Dünya kamuoyunun aklını başından aldık. Vatandaş için küçük ama senin için büyük adeta nobellik bu adım için seni yürekten kutluyorum!” sözleriyle tepki gösterdi.

TELE1, koronavirüs yalanlarının parçası olmayı reddetti!

Akşener’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Pandeminin ilk gününden bu yana, samimiyetine inandığımı ifade ettiğim, Sağlık Bakanı’nın zor durumda olduğunu görüyorum. Ekonomideki her rakamla, kafalarına göre oynayıp, yanlış hikayeler yazan bu iktidarın, pandemi konusunda da benzer bir alışkanlık edindiğine şahit oluyoruz. İktidarın, milletimize akşam üstleri açıkladığı rakamlar, maalesef artık inandırıcı değil.”

“BU İŞTE BİR GARİPLİK VAR”

“Bakın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin resmi rakamları ortada. Mesela geçtiğimiz hafta sonu, 14 Kasım Cumartesi günü, Sağlık Bakanlığı, tüm Türkiye’deki, pandemi kaynaklı can kaybını, 92 olarak açıkladı. Oysa aynı gün, defin raporlarına göre, sadece İstanbul’da, salgın hastalık dolayısıyla, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 164. Yani sadece İstanbul’da, Bakanlık rakamlarının iki katı insanımızı kaybetmişiz. Yine Sağlık Bakanlığının açıkladığı rakamlara göre, pandeminin başından bu yana, Türkiye’de toplam, 11 bin 418 vatandaşımız hayatını kaybetti. Ancak yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin rakamlarına göre, 14 Kasım tarihine kadar, sadece İstanbul’da, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 9 bin 872. Bu işte bir gariplik var. Çünkü şeffaflık yok, dürüstlük yok.”

AKP’YE ‘KORONAVİRÜS’ ELEŞTİRİSİ

“Hal böyleyken, Sayın Koca’nın da artık bir karar vermesi gerekiyor. Salgının ilk gününden bu yana sürdürdüğü çalışmalarına gölge düşürmemek için, gerçekleri milletimize anlatması gerekiyor. Çünkü gerçekleri bilmek en doğal hakkımız. Bizi ilgilendireni, bizden saklayamazsınız. Siyasi hesaplarınız, vatandaşlarımızın sağlığından, ya da canından önemli değildir. Buradan iktidara sesleniyorum, pandemi kontrolden çıkmış görünüyor. Özellikle İstanbul’daki tablo tam bir felaket. Söz konusu olan, vatandaşlarımızın canı. Burada başka hesaplar yapılmaz. Hele siyasi hesap hiç yapılmaz. Çok geç olmadan, uzmanlara akla, bilime kulak verin. Dün akşam açıkladığınız yarım yamalak tedbirler yerine hiç vakit kaybetmeden 14 günlük kesintisiz bir sokağa çıkma kısıtlaması ilan edin.”

ERDOĞAN’A ‘REFORM’ TEPKİSİ: NOBELLİK ADIM!

“Dünya kamuoyunun aklını başından aldık. Vatandaş için küçük ama senin için büyük adeta nobellik bu adım için seni yürekten kutluyorum! Keşke samimi olsalar. Verdikleri müjdeyi salondan çıkar çıkmaz unutmasalar. Ama yapamazlar bu bir zihniyet meselesi. Bu reformları bu zihniyetle, bu beceriksiz kadrolarla yapamazsınız. Sayın Erdoğan’ın derdi reform yapmak değil. bu vaadin gizlediği başka bir şey var; acı reçete. Akılları sıra bu acı reçeteyi reform yapıyoruz diye millete yutturacaklar. Milletimiz o acı reçeteyi zaten çok uzun zamandır iliklerine kadar yaşıyor.”

Erdoğan: Ekonomi, hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz

“EŞE DOSTA BALLI İHALE, VATANDAŞA ACI REÇETE!”

“Millete acı reçete diyenler renkli hayatlarına devam ediyorlar. Daha üç gün önce temeli atılan otoyolundan bahsedeyim. Ne güzel taş üstüne taş koyandan Allah razı olsun ama alkışlayıp geçemiyoruz. Bu otoyol 150 km. 1 km’sinin maliyesi 4.2 milyon euro.150 km’lik yol yaklaşık 630 milyon euroya. Temeli atılan bu yol için 17 yıl için verilen araç geçiş garantisi maliyetinin 2.5 katı. 1 milyar 550 milyon euro. Daha dövizdeki artıştan, vergi avantajlarından ceplerine girecekleri söylemiyorum bile. Vatandaşa acı reçete yandaşa milyonlar. Bu dar günde bir kodamanın cebine koydukları kâr 9 milyar lira. O parayı kim ödeyecek? Millet ödeyecek millet. Emeklilerimizin, işsiz gençlerimizin, iş verenlerimizin, esnafımızın hazinesini böyle yağmalatmaya ne hakkınız var? Eşe dosta ballı ihale vatandaşa gelince acı reçete!”

“DAMAT BAKAN ÇOK SAKACIYDI, ÖZLEYECEĞİZ ŞAKACILARINI!”

“Sayın Erdoğan hiç mi utanmıyorsunuz? Nitekim yönetemiyorlar. Çok değil 3-5 ay geri gidip yapılan hatalara birlikte bakalım. Hesapsız kredinin uyuşturucu etkisiyle eski bakan ekonomide V tipi toparlanma var diye övünmeye başladı. Parası olan altına koştu, cari açı karttı. Yurt dışından altın alabilmek için dolara talep arttı. Rezervler bitip dolar yine artmaya başlayınca rekabetçi kur deyip beceriksizliklerini örtmeye çalıştı. Yeni program açıkladılar, ellerinde patladı. Şakacı damat bakan dolara ben bakmıyorum demekte, bir gazeteciye maaşını dolarla mı alıyorsun demekte buldu. Çok şakacıydı, özleyeceğiz şakalarını!”

“PİYASALAR ERDOĞAN VE EKİBİNİ DİZE GETİRDİ, BİLEĞİNİ BÜKTÜ”

“Dolar aldı başını gitti bütün günahı eli kolu bağlı merkez bankası başkanına kestiler. Sayın Erdoğan daha önce bir Merkez Banaksı başkanının görevini dinlemediği için bunu da dinlediği için görevden aldı bürokratlara sesleniyorum, Erdoğan’ın sözünü dinlese de gidiyorsunuz dinlemeseniz de gidiyorsunuz. İki yıl içinde cumhuriyet tarihi oyunca borç stoğu biriktiren damat bakan istifa edip gitmek zorunda kaldı. Sayın Erdoğan ‘hastalanan’ damadını hasta olduğu için affetti. Sonra Erdoğan faiz artırımına yeşil ışık yaktı. Piyasalar Sayın Erdoğan ve ekibini dize getirdi, bileğini büktü. ”

REFORM ÖNERİLERİNİ SIRALADI

“Buradan iktidardakilere bir çağrıda bulunmak istiyorum. Söyleyeceklerim, İYİ Parti’nin sorumlu siyaset anlayışıyla, memleketi içine düşürdüğünüz durumdan çıkarmak için, size uzattığı bir yardım elidir. Söyleyeceklerim, gözünü vatandaşın cebine diken “acı reçeteniz” yerine, gözünü devletteki israfa diken bir “iyi yönetim reçetesidir”. Eğer biraz olsun, zor durumdaki vatandaşlarımızı düşünüyorsanız, sözlerime kulak verin. Eğer içinizde biraz olsun, millet sevgisi, memleket sevgisi kaldıysa, söylediklerimi yapın.

İlk olarak, ekonomide güven kaybına neden olan beyanat ve uygulamalardan vazgeçin. Devlet eliyle belirsizlik yaratmayın, öngörülebilir bir yönetim sergileyin.

Bir karar alırken ilgili kurum ve paydaşlarla istişare edin. Karar vericilere, doğru bilgi ve analiz getirecek kanalları açık tutun. Muhalefet partilerinin yapıcı, yol gösterici eleştirilerini, özellikle Meclis çalışmalarında dikkate alın.

  • Muhalif olan herkesi hapse atmaktan, baskılamaktan vazgeçin.
  • Para ve maliye politikaları, birbirleriyle uyumlu bir şekilde uygulanmalıdır.
  • O nedenle, Merkez Bankası’na karışmaktan artık vazgeçin. Bırakın Merkez Bankası, politika araçlarını serbestçe kullansın.
  • 2021 yılı bütçesiyle, Orta Vadeli Program’ın, hedef ve büyüklüklerini acilen revize edin.
  • Bütçede yer alan, kamu kurumlarının, araç ve bina alımlarını, kiralamalarını bir an önce durdurun.
  • Diğer mal ve hizmet alım kalemlerinde en az yüzde 20 kesinti yapın.
  • Ahbap çavuş ilişkisi içinde, yandaş vakıf ve derneklere para aktarmaktan vazgeçin.
  • Kamu ihalelerinde şeffaf olun, ihale kanununda açılan yolsuzluk deliklerini kapatın.
  • İş-Kur harcamalarını disipline edin, kurumu siyasi rant kapısı olarak kullanmaktan vazgeçin.
  • İşe alımlarda mülakat sistemini kaldırın, KPSS sistemini etkin hale getirin.
  • Üst düzey yöneticilerin, üç beş yerden maaş almasına, hemen yarın çıkaracağınız bir kararnameyle son verin.
  • Bakan yardımcıları dahil olmak üzere, tüm atamalarda, liyakate, ehliyete önem verin.
  • Milletin güvenini kazanın.
  • Bir an önce, ekonomi yönetiminden sorumlu, işinin ehli bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı atayın.
  • Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nı, bu makama bağlayın, ekonomi yönetiminde koordinasyonu sağlayın.
  • En büyük kara delik olan Varlık Fonu’nu, bir an önce tasfiye edin.
  • Fonun altında yeni kurulan, ne yaptığı belirsiz şirketleri kapatın.
  • Bütün dünyada faizler sıfıra yakınken, yanlış politikalarınız yüzünden, zaten yüksek olan faizlerde, ciddi artışlar olacak.
  • Öncelikli alanlarda, yatırımların olumsuz etkilenmesini önlemek için, faiz sübvansiyonu yapın.
  • Borçlanma stratejisini değiştirin, döviz ve altına dayalı borçlanmadan vazgeçin.
  • Birçok kurum gibi, TÜİK de itibarını yitirdi.TÜİK’e yeniden güven kazandırmak için, Başkan ve yöneticilerini, liyakat esasıyla asaleten atayın.
  • Firmaların devletten 200 milyar lira KDV alacağı var. Bir yandan da devlete vergi ve sigorta prim borcu var. Burada mahsuplaşmaya gidin,
  • İşletmelerin, bu alacakları teminat göstererek, kredi kullanmalarına imkan sağlayın.

“SARAY’DAN DERHAL ÇIKIN”

  • Saray’dan derhal çıkın. Buradaki evinize geçin. Devlet kurumları dolarla euro ile pahalı kiralarda oturuyor. Devletin tüm kurumlarını çıkarın. Saray’a yerleştirin.Siz de ilk iktidar olduğunuzda yerleştiğiniz evinize dönün.10 uçak fazla. Hadi 1,2 anladık. Gerisini satın.
  • Milletimizin gıda güvenliği ve gıdaya erişimde yaşadığı sorunların acilen giderilmesi gerekli.
  • İşe, alanında, en az eski Damat Bakan kadar başarılı, en az onun kadar vizyoner, “tarıma bakmayan” Tarım Bakanı’ndan kurtularak başlayın.
  • Sonrasında liyakatli bir ekiple tarım ve hayvancılık için akılcı destekler uygulayın, sektörleri yeniden üretir hale getirin.
  • Üretimin ve istihdamın önündeki engelleri kaldırıp, yatırım izinlerinde hızlı ve adil kararlar alın.
  • Yatırımcılara yer tahsisinde kolaylık sağlayın, devletin bütün karar ve işlemlerinde, şeffaf ve hesap verebilir olun.
  • Toplumsal uzlaşı temelinde, adil ve sade bir vergi sistemi kurun. Bu çerçevede, vergi istisna ve muafiyetlerini gözden geçirip, vergiyi tabana yayın, kayıt dışılığı azaltacak tedbirler alın.
  • Kamu bankalarına siyasi müdahalelerden vazgeçin, piyasa kuralları içinde çalışmalarını sağlayın.
  • Şehir hastaneleri, yol, köprü ve havalimanı projeleri başta olmak üzere, kamu-özel iş birliği projelerindeki kamu yükümlülüklerini azaltmak için, taraflarla masaya oturup, sözleşmeleri adil bir biçimde tadil edin.
  • Özelleştirme sonrası yeni tekellerin oluşmasının önlenmesi gerekiyor.
  • Rekabetçi fiyat oluşumunu temin etmek, firmaların ihale şartnamelerindeki taahhütlerini yerine getirmelerini sağlamak için, düzenleme ve denetleme kurumlarının, etkin bir biçimde çalışmasını sağlayın.
  • Eli kolu bağlı bir Sayıştay’ın, Türkiye’ye faydası olamaz. O nedenle, ilk iş Sayıştay’a performans denetimi yetkisini geri verin.
  • Tüm bu önerilerimizi yapabilmeniz için, önce aklınızı başınıza almanız, Sonra da hepimizi içine soktuğunuz bu ucube sistemden vazgeçmeniz gerekli. Çünkü Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıların temelinde bu ucube sistem var. O yüzden, kalıcı ve sürdürülebilir reformları yapabilmek için önce, iyiİleştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçmeniz gerekli. Çünkü, İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem; Kurumsal devlet, demokratik cumhuriyet ve konuşan Türkiye demektir.”