İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener , İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Kanal İstanbul Çalıştayı'nda konuştu.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kanal İstanbul Çalıştayı'nda açıklamalarda bulundu.
Akşener, Erdoğan'a seslenerek, "Sayın Erdoğan bu ülkenin babası sayıyor kendini. Bir böyle bir ruh hali olamaz. Seçilmiş seçimli monarşinin hüküm sürdüğü, sarayların hüküm sürdüğü, ben istiyorum kavramının ortaya çıktığı, Erdoğan babamız bizler de onların sinirini bozan insanlarız. Bu İstanbulluyu cezalandırmaktır" dedi.
https://tele1.com.tr/kanal-istanbul-calistayi-118192/
Akşener'in konuşması şu şekilde:
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye’sinin (İBB) düzenlediği “Kanal İstanbul Çalıştayı”nda konuştu. Kanal İstanbul'un Türkiye'ye ve İstanbul'a katkısı olmayacağını belirten Akşener, özetle şunları söyledi:
“Kanal İstanbul'un 9 senedir üzerinde durulmuyordu, bugün niçin birden bire önümüze getirildi anlamak mümkün değil. Herhangi bir bilim insanıyla tartışılmış mı? Hayır. 9 yıl boyunca uyutulmuş da niye bugün ortaya konmuş? Hayır. Türkiye'ye büyük kazançlar sağlayacak mı? Hayır. İstanbulluyu ferahlatacak mı? Hayır. ‘Ecdat ecdat’ diyenler açısından Fatih Sultan Mehmet'in emaneti açısından bırakılan vasiyete uygun mu? Hayır. Bunlar niye oluyor biliyor musunuz? 31 Mart’ta Ekrem Başkanı seçtiğiniz için. Beyefendinin sinirini bozdunuz. 23 Haziran'da, bütün İstanbullu, 804 bin oy farklıya Ekrem İmamoğlu'nu yeniden seçti. Beyefendinin sinirini iki kere bozdunuz. Bu, İstanbullulara ders verme eylemidir."
“BU KANAL İŞİ NEREDEN ÇIKTI?”
"Bu Kanal işi nereden çıktı? Sebebi sensin başkan. Kazanmasaydın, olmayacaktı. Bu bir yönetim anlayışıdır. Yani ne demek istiyorum? Üzgünüm ama, Sayın Erdoğan bu ülkenin babası sayıyor kendini. Bir böyle bir ruh hali olamaz. Seçilmiş, seçimli monarşinin hüküm sürdüğü, sarayların hüküm sürdüğü, ben istiyorum kavramının ortaya çıktığı, Erdoğan babamız bizler de onların sinirini bozan insanlarız. Bu, İstanbulluyu cezalandırmaktır. Bu, ‘Ben bu ülkenin her şeyiyim’ diyen bir bakış açısının tezahürüdür. Bu, ‘Güç benim elimde. Canım isterse, herkesin kafasına o çekici vururum’ demenin tezahürüdür.”
"İstanbullu, bu ‘Ben istedim, yapacaksınız’ tavrına hayır diyecek, kaya gibi duracak. Ben, imza vermeye gittim. O sırada duran insanların olgunluğu… İstanbullu, bu ne olduğu belirsiz projeye hayır diyecek ve geçit vermeyecek. Ben buna inanıyorum. İstanbullu, bu cezalandırmanın karşılığını oyuyla karşılık verecek."