İlker Başbuğ’dan ilk açıklama: İdam cezası kaldırılmasaydı bugün aranızda olmayabilirdim!

Yayın tarihi: 12 Haziran 2020 Cuma 4:08 pm - Güncelleme: 12 Haziran 2020 Cuma 5:39 pm

AKP’linin yaptığı suç duyurusu üzerine hakkında soruşturma başlatılan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u Kartal Adalet sarayında ifade verdi. Verdiği ifadeden sonra yazılı olarak basın açıklaması yapan Başbuğ “Türkiye’de idam cezası kalkmamış olsaydı, bugün aranızda, hayatta olmayabilirdim” ifadelerini kullandı.

Başbuğ ve eski CHP Milletvekili Dursun Çiçek hakkında yaptığı suç duyurusunun ardından başlatılan soruşturma kapsamında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı iki ismin “şüpheli” olarak ifadesinin alınması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat yazdı.

Başbuğ  Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayı’da ifade verdi.

“BU ANI TARİHE NOT DÜŞMEK İSTİYORUM”

Yaptığı yazılı basın açıklamasında, kendisine FETÖ mahkemeleri tarafından müebbet hapis cezası verildiğini hatırlatan İlker Başbuğ, “Bugün haksız ve anlamsız bir hakaret iddiası ile “şüpheli” sıfatıyla ifade vermeye çağrıldım.” ifadelerini kullandı. Ergenekon davasının tarihin çöplüğüne atıldığını söyleyen Başbuğ, “Eğer o gün, Türkiye’de idam cezası kalkmamış olsaydı, bugün aranızda, hayatta olmayabilirdim.” dedi.Başbuğ’un basın açıklaması şöyle:

28 Ağustos 2008’de, Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genelkurmay Başkanı olarak göreve başladım. O gün yapılan Genelkurmay Başkanlığı Devir ve Teslim Töreni’nde yaptığım konuşmada şunu söylemiştim: “Giderek güçlenen bazı cemaatler, ekonomiyi yönlendirmeye, sosyal ve politik yaşamı biçimlendirmeye ve dine bağlı bir yaşam tarzı olarak sosyal kimliklerini ortaya koymaya çalışmaktadırlar.” Bu konuşmadan kısa bir süre sonra, Enver Altaylı F. Gülen’e yazdığı mektupta şunu söylüyordu: “Yeni Gnkur. Bşk.’nın zat-ı alinize ve yapılan hizmetlere bakışı son derece menfidir [olumsuzdur]”

30 Ağustos 2010 tarihinde emekli oldum. 6 Ocak 2012 tarihinde tutuklandım. 5 Ağustos 2013’te FETÖ mahkemesi tarafından müebbet hapis cezasına çarptırıldım. Eğer o gün, Türkiye’de idam cezası kalkmamış olsaydı, bugün aranızda, hayatta olmayabilirdim. Yargıtay’ın kararı ve yeniden yargılanma neticesinde iddia edilen “Ergenekon Davası” tarihin çöplüğüne atıldı. 26 ay Silivri’de cezaevinde tutuldum, hürriyetim elimden gasp edildi. Genelkurmay Başkanlığı görevim süresince, cezaevinde bulunduğum ve cezaevinden çıktığım günden bugüne kadar, TSK’ya karşı yürütülen komplolar ile mücadele ettim. Bu mücadeleyi bir görev ve sorumluluk olarak kabul ediyorum. Bu mücadele “Ergenekon’dan Çıkış” isimli kitabımda detaylı olarak anlatılmaktadır. Verilen bu mücadeleyi bazıları hayal bile edemez. Bugün haksız ve anlamsız bir hakaret iddiası ile “şüpheli” sıfatıyla ifade vermeye çağrıldım. Bu anı tarihe bir not olarak düşmek istiyorum. Elli yıl bilfiil TSK’da görev yapan ve Türk Ordusu’nun en üst makamına gelen, geçmişten bugüne kadar yaptıkları ve davranışları herkes tarafından net olan birisi olarak, TBMM’nin manevi şahsiyetini hedef alan bir konuşma veya davranışımız söz konusu olamaz. 26 Haziran 2009 günü TBMM’ye getirilen yasa değişikliklerinden birisi Anayasa’ya aykırıdır. Bu yasa değişikliği Anayasa Mahkemesi tarafından 21 Ocak 2010’da iptal edilmiştir. Burada üzerinde durulan noktalar; Anayasa’ya aykırı bu yasa değişikliğinin kimler tarafından hazırlandığının ve bu yasa değişikliklerinden kimlerin faydalandığının, neden-sonuç ilişkileri çerçevesinde değerlendirilmesi ve sorgulanmasıdır.

Takdir, Yüce Türk Milletinindir.

İlker Başbuğ 

81 ildeki kadın müdür sayısı yalnızca üç

MHP’li vekil Erdoğan’a hesap sordu: 16 ay geçti ne oldu o söz