Türkiye'de normalleşmenin ardından yeni çözüm sürecine aralanan kapı, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani'nin Beştepe çıkarmasıyla yeni bir boyut aldı. Barzani'nin sürpriz ziyareti AKP'li milletvekili Faruk Kılıç için önem taşıyor.

AKP'li Kılıç Rudaw'a verdiği röportajda bu manidar ziyareti değerlendirdi. Kılıç, ziyaretin önem taşıdığını vurguladı. 1 Ekim'den bu yana tartışılan sürece ilişkin Kılıç, "Bu yeni adımlar yeni bir çözüm süreci midir? İkinci bir çözüm sürecinde yeni bir kapı mı, yeni bir isim mi? Belki bu şekilde adlandırmak şu an için erken olabilir. Çünkü atılan adımların karşılığında, muhatapların bu konuyla ilgili neler söyleyeceği, hangi adımları atacakları adımların geleceği önemli." yorumlarını yaptı. 

AKP'li Kılıç'ın Rudaw'a yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:

- 1 Ekim’den bu yana Türkiye’nin gündeminde “çözüm süreci” var, AK Parti MHP ile yeni bir çözüm sürecine mi hazırlanıyor?

Faruk Kılıç: Sayın Devlet Bahçeli'nin DEM Parti milletvekillerine el uzatması ile kamuoyunda başlayan bir süreç var malum, özellikle bu kıymetli bir adım, değerli bir adım. Bu elin havada kalmaması, karşılıklı ellerin sıkışması bizim açımızdan fevkalade önemlidir.

Gazeteciyi darp eden CHP'li belediye meclis üyesi gözaltına alındı Gazeteciyi darp eden CHP'li belediye meclis üyesi gözaltına alındı

Sayın Devlet Bahçeli'nin akabinde yapmış olduğu açıklama da çok daha önemli. Aslında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşmadan ilham aldığını ifade etmesi, Sayın Cumhurbaşkanımızdan atıf yaparak cesaret aldığını belirtmesi ve bunun üzerine el uzattığını ifade etmesi çok daha kıymetli ve anlamlıdır.

Geçmiş dönemlerde de AK Parti hükümetlerinin yapmış olduğu en önemli reformlardan bir tanesi de, temel hak ve özgürlükler noktasında yapılan reformlardır.

AK Parti iktidara geldiği günden bu yana merkezine insanı ve insan haklarını koydu ve böyle siyaset anlayışı içerisine girdi. Dolayısıyla insanın insan haklarını ihlal edecek her türlü problemi ortadan kaldırmakla kendini mükellef gördü. O şekilde mücadele etti ve gayretlerini o yönde sürdürdü. AK Parti'nin bugünkü Kürt Soruna bakış açısı yine aynıdır. 

AK Parti'nin bugün Kürt Sorunu’na bakış açısı yine aynı ve biz insani ve İslami açıdan bu meseleye bakıyoruz ve çözüm noktasında da daha önce atılan adımların arkasında durduk ve bundan sonra da durmaya devam edeceğiz. Bu yeni adımlar yeni bir çözüm süreci midir? İkinci bir çözüm sürecinde yeni bir kapı mı, yeni bir isim mi? Belki bu şekilde adlandırmak şu an için erken olabilir. Çünkü atılan adımların karşılığında, muhatapların bu konuyla ilgili neler söyleyeceği, hangi adımları atacakları adımların geleceği önemli. Burada samimiyet önemli, yani samimi duygularla hangi adımlar atılacak, bunlar bence çok daha kıymetli. Dediğim gibi AK Parti'nin, Sayın Cumhurbaşkanımızın geçmişten bu yana izlediği tavır, yol, yöntem ve duruş aynıdır.

- 2012 ve sonrasındaki çözüm sürecinde Başkan Mesud Barzani, Celal Talabani ve Neçirvan Barzani’nin taraflar arasında diyalog zeminin kurulmasına aracılık ettiklerini biliyoruz. Başkan Barzani’nin bu ziyaretinin olası çözüm sürecine katkısı nedir?

Faruk Kılıç: Barzani ailesinin Kürtler tarafından ne kadar sevildiğini ve ne kadar bedel vermiş olduklarını biliyoruz. Yine Barzani ailesinin toplum tarafından kabul gördüğünü biliyoruz. Tabi ki Barzani ailesi bölgede bir denge unsurudur. Barzani ailesi ılımlı bir politika izlemiştir. Yani aslında Barzani ailesi de kendi halkının muhafaza edilmesi, kendi halkının haklarının korunması ile ilgili yola çıkarak bu şekilde mücadele etmiştir.

Bu anlamda da eğer böyle bir süreç başlarsa tekrar ediyorum ve tırnak içinde söylüyorum “eğer yeni bir süreç başlarsa Sayın Barzani'nin bu sürece dahil olması, bu sürecin içerisinde olması elbette ki çok kıymetlidir.” Nitekim Irak ziyaretinde Sayın Neçirvan Barzani ve Mesud Barzani ile de bir araya geldik.

Sayın Cumhurbaşkanımızın Barzani ailesi arasında, Neçirvan Barzani Bey ve Mesud Barzani Bey ile arasında ciddi anlamda ikili ilişkilerin çok güçlü olduğunu gördük.

Türkiye Cumhuriyeti'nin özellikle Kuzey Irak’taki yönetime ekonomik anlamda sıkıntı çektikleri dönemlerde, ekonomik anlamda destek verdiğini biz geçmiş dönemlerde gördük. Az önce yine ifade ettim, bölgenin bu kadar belirsizlik yaşadığı bir dönemde elbette ki içte huzurumuzun ve komşularla olan münasebetlerimizin daha olumlu, pozitif ve uyumlu olması lazım. Bu anlamda da bir stratejidir.

Savaş ve İsrail saldırganlığı ve amaçları sadece Lübnan ve Suriye'nin topraklarını değil, Türkiye ve Kuzey Irak'ı da kapsayan bir bölgeden bahsediyoruz.

Dicle ve Fırat nehirlerinden Nil Nehri’ne kadar uzanan bir bölgeden bahsediyoruz. Bu bölge İsrail ve siyonizmin tehlikesi altında.

Müslümanız ve bu ümmetin birlikte hareket etmesi gerektiği bir dönemden geçiyoruz. O yüzden böyle bir dönemde ziyaretin yapılması, bu birlikteliğin fotoğrafının verilmesi çok kıymetli.

Kaynak: rudaw