AKP Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. CHP'yi hedef alan Çelik, "Türkiye'nin bir darbe gündemi yoktur fakat belli bir siyasi odağın iflah olmaz bir darbecilik gündemi vardır" iddiasında bulundu.
Partisinin grup toplantısının ardından basın toplantısı düzenleyen Ömer Çelik, bir süredir AKP eliyle yürütülen darbe tartışmasıyla ilgili konuştu. "Türkiye'nin bir darbe gündemi yoktur fakat belli bir siyasi odağın iflah olmaz bir darbecilik gündemi vardır" diyen Çelik, "Sürekli darbeciliği gündeme getirerek, şu anda Suriye'de büyük misyon icra eden, Libya, Akdeniz'de haklarımızı koruyan, terörle mücadeleye katkı veren TSK'ya atılan iftiradır bunlar" ifadelerini kullandı.
Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla hayata geçen şehir hastaneleri başta olmak üzere iktidarımızın ilk günden bu yana sağlık alanında gerçekleştirilen devrimler, güçlü altyapı, hastalara müdahale, hastaların misafir edildiği ortamlar, yoğun bakım açısından ne kadar hazırlıklı olduğumuzu göstermektedir.
'KORONAVİRÜS POLİTİKAYLA İLGİLİ KABULLERİ ALT ÜST EDECEK GÖZÜKÜYOR'
Koronavirüs hayatla ilgili, ekonomi, politikalarla ilgili kabulleri altüst edeceği gözüküyor. Neoliberal küreselleşmenin bundan sonra nasıl bir şekil alacağı, daha insana dayalı bir küreselleşmenin nasıl olacağı tartışmalar büyük bir ivme ile güçleniyor. Küresel adalet ve sağlık güçleniyor. DSÖ Başkanı bir aşı bulunduğu zaman bunun herkese eşit dağıtılacağı önemli konulardan biri olacak.
DARBE TARTIŞMASI
Bu hafta yalan doruk noktasına ulaşmış durumda. Hükümet meseleleri konuşmasın diye darbe tartışması açıyor diye bir yalan ortaya kondu. Bu konuları çirkin bir şekilde gündeme getirilmesine ilişkin olarak milli iradeyi hatırlatan cevaplar verdik. Esasında üç paragraflık memleket meselesiyle ilgili öneri getiremeyenler beş dakikalık bir konuşmayı dolduramayanlar partimizi hükümetimizi bununla suçluyorlar.
Sürekli olarak bu tartışmayı açarak Türkiye'de olmayan bir gündemi gündem haline getirmeye çalışıyorlar. Çok uzun zamandır, aylardır aynı dalga kendisini Meclis'e saldırı, hükümete saldırı, rejim tartışması açıyor. TSK'ya iftira atma yaklaşımı söz konusu. Sürekli darbeciliği gündeme getirerek, şu anda Suriye'de büyük misyon icra eden, Libya, Akdeniz'de haklarımızı koruyan, terörle mücadeleye katkı veren TSK'ya atılan iftiradır bunlar.
'İFLAH OLMAZ BİR DARBECİLİK GÜNDEMİ VARDIR'
Türkiye'nin bir darbe gündemi yoktur, herkesin bildiği siyasi odağın iflah olmaz bir darbecilik gündemi vardır. Türkiye'de demokrasi yerleşiktir, hükümet işin başındadır. Bütün kurullar anayasal çerçeve içinde görevlerini icra etmektedirler. Bize hem darbecilik tartışması açan arkasından 'darbeye karşı tedbir al' diyenlere söyleyeceğimiz tek şey, bu iflah olmaz zihniyetin nasıl iflah edileceği, nasıl sağlıklı hale getirileceğiz, maalesef uzmanlık alanımızın dışında bir konu.
Aynı zihniyet tutmuş Gençlik Bakanlığı'nın gençlere dağıttığı kitaplara kafaya katmış. Türkiye'nin büyük şairi ve mütefekkiri Sezai Karakoç'un eserlerini neden dağıtıyorlar diye kafaya takmışlar. Biz bundan büyük gurur duyuyoruz. Herhangi bir kitaptan herhangi bir cümleyi çekerek yargılamaya kalktığınızda dünyada hiçbir mütefekkiri savunamazsınız. Esas olarak bütüncüllükle bakıp, gelecekle ilgili kurdukları bağ bakımından neler söylediğine bakılmalıdır.
CHP içinden birilerinin Sezai Karakoç'u hedef almasını anlıyoruz. Çünkü başka bir şeye mecalleri yok. Biz bakanlığımızın Türkiye'nin ve insanlığın büyük değeri Sezai Karakoç'un gençlere ulaştırılmasından büyük gurur duyuyoruz. İnşallah gençlerimiz bunu yudum yudum okurlar, zihinlerine, gönüllerine nakşederler ve hayatlarında sürekli bu değerleri taşırlar.
'SALGINI KONTROL ALTINA ALMA EĞİLİMİNİ GÖRMÜŞ BULUNUYORUZ'
Geldiğimiz noktada salgını kontrol altına alma eğilimini görmüş bulunuyoruz. Bu noktanın bir rehavet oluşturmaması lazım. Tedbirlere uymaya devam etmemiz lazım. Malesef televizyonlardaki haberlerde sosyal mesafe kuralına uymayan, maske kullanmayan vatandaşlarımızı görüyoruz. Şunu unutmayalım bu mesele geçmiş değil. Dikkat etmemiz gereken şey tedbirlere ne kadar uyarsak, sosyal mesafeye ne kadar uyarsak, maske takma kurallarını ihlal etmezsek daha güçlü normalleşmeye geleceğiz.
LİBYA GÜNDEMİ: HAFTER GÜÇLERİNİ MEŞRU HEDEF KABUL EDECEĞİZ
Darbeci Hafter Trablus'a saldırmaya devam ediyor. Artık soykırım ve insanlık suçu haline gelmeye başladı. 9 Mayıs'ta atılan roketler Trablus elçiliğimizin yakın yerine düştü. Bunu çok güçlü bir şekilde kınadık. BM yetkilisi açık bir şekilde bunun sivillere karşı işlenen suçların insanlığa karşı işlenmiş suç olarak değerlendirilmesini istedi. 15'ten fazla kişinin hayatının kaybettiği, 50'den fazla kişinin yaralandığı ifade ediliyor.
Sarrac bu saldırılar karşısındaki cılız kınamaların insanlık suçlarına göz yummak anlamına geldiğini ifade etti. Hafter savaş suçu işlemektedir bize göre. Devletlerin savaş suçları işleyen kişiye nasıl muamele edilmesi gerekiyorsa o şekilde muamele edilmesi esastır.
Herhangi bir şekilde oradaki misyonlarımız, insanımız hedef olursa Hafter güçlerini, darbeci güçleri bundan sonra meşru hedef kabul edeceğimizi açık şekilde söylüyoruz. Herkes yapıp ettiklerine dikkat etsin. Türk misyonlarının hedef alınması demek kendilerini bizim için meşru hedef haline getirmek demektir.
Elçiliğimizin yakınına düşen roket bizim açımızdan asla kabul edilemez. Oradaki misyonumuz, insanımız hedef olursa Hafter güçlerini bundan sonra bizim için meşru hedef olabileceğini açık bir şekilde söylüyoruz. Suriye'deki İdlib'teki gelişmeleri yakından izliyoruz.
Burada kalıcı ateşkesin sağlanmasını arzu ediyor ve yakından takip ediyoruz. Bundan sonrasındaki istikrarın sağlanması kalıcı ateşkesin sağlanmasıyla ilgilidir. Suriye'de anayasa çalışmaları devam edecekse İdlib'de kalıcı ateşkesin sağlanması en büyük katkı ve enerjiyi verecektir.
Batı Şeria'da Efrat bölgesine ilave konutlar yapılacağını söylendi. Bu yasadışı yerleşim birimlerini arttırma yaklaşımına karşı fiili ve sonuç alıcı tepkiler verilmesi için çağrı yapıyoruz. İsrail'in yaptığı iki devletli çözümü imkansız hale getirmektir. İnsanlığın koronavirüs gibi salgınla mücadele ettiği günlerde bu saldırganlığın küstahça devam etmesi karşısında pratik sonuçları olan adımların atılması gerektiğini tekrar belirtiyoruz.