AKP ilk kez oyun kurmakta zorlanıyor

Yayın tarihi: 13 Haziran 2019 Perşembe 4:19 pm - Güncelleme: 13 Haziran 2019 Perşembe 4:19 pm

Erdoğan miting yapmama kararı aldı, Bahçeli ‘mitili’ atamadı, daha önce kabul edilmeyen canlı yayına rıza çıktı, vaatler değişti… AKP ve ortağının yaşadığı sıkışma, net bir stratejiyle seçim çalışması yapılmasını engelliyor

 

Birgün’den Uğur Koç’un haberine göre; İktidar ortaklarının yaşadığı sıkışma, 23 Haziran seçimlerine 10 gün kalmasına rağmen net bir seçim stratejisi geliştirmelerinin önüne geçiyor.

İki seçimde 180 derece değişen vaatlerden miting yapılıp yapılmayacağına, Bahçeli’nin pozisyonundan adayların canlı yayında tartışmasına kadar tüm alanlarda alınıp vazgeçilen kararlar söz konusu. İktidar, 17 yıldır ilk kez oyun kurmakta bu denli zorlanıyor.

MİTİNGLERE DAİR ÜÇ KARAR

6 Mayıs’ta YSK’nin İstanbul seçimini iptal etmesi sonrasında AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Binali Yıldırım, Süleyman Soylu ve damadı Berat Albayrak’la birlikte yaptığı dar toplantıdan sızan tek bilgi Erdoğan’ın 39 ilçede miting yapacağıydı. Bu bilgi, 8 Haziran’da Star ve Yeni Şafak gazetelerinde yayımlanan haberlerle ‘düzeltildi.’ Haberlere göre Erdoğan ve Bahçeli miting yapmayacak, sahada yüz yüze iletişim geliştirerek seçmenleriyle buluşacaktı. Bu niyetinden de geçen günlerde dönüldü.

31 Mart öncesinde İstanbul’un 16 ilçesinde miting yapan, Yenikapı’da Bahçeli ve Yıldırım’la birlikte ‘büyük İstanbul mitingi’ düzenleyen Erdoğan’ın konuya dair son bir ay içinde aldığı üçüncü karar meydanlara çıkmama yönünde. Ancak, resmi bir açıklamadan halen çekinilmesi, bu kararın da ‘şimdilik’ olduğunu ifade ediyor.

KAYBEDEN KİM OLUR?
Söz konusu miting kararlarının arka planında bir neden daha var, o da Erdoğan’ın liderliği.

AKP’de ‘metal yorgunluğu’ söylemi geride kalmış gibi görünse de teşkilattaki sorun çözülebilmiş değil. Erdoğan miting meydanlarında olmadan AKP teşkilatının seçmen kitlesini diri tutamadığı bir gerçek. Ne var ki Erdoğan’ın kendi seçmen kitlesine yönelik bu adımı muhalefet saflarında da tahkimata yol açıyor.

YSK’nin hukuksuz kararı nedeniyle mağduriyet kozu Millet İttifakı’nın adayı İmamoğlu’nun elindeyken ve saha verileri ise aleyhlerine gelirken bu basit miting kararı AKP açısından bir kumara dönüşüyor. ‘İBB Adayı’nın mı, ‘Dava Lideri’nin mi seçimi kaybedeceğine dair çelişki, Erdoğan’ın miting yapmaktan vazgeçmesinin diğer sebebi. AKP’li isimlere göre “Seçim kaybedilecekse yenilen Yıldırım olmalı, Erdoğan değil.”

SAHAYA YANAŞTIRILMAYAN ORTAK

Cumhur İttifakı’nın diğer aktörü olan MHP Lideri Devlet Bahçeli ise ‘mitili atacağını’ söylediği tarihten bu yana İstanbul’a sadece bir kez uğradı. Son açıklama, Bahçeli’nin 14 Haziran itibariyle İstanbul’da olacağı yönünde. ‘Mitili atmak’dan neredeyse İstanbul’u unutmaya dönüşen bu çizginin arkasında da Kürt seçmen faktörü var.

Bahçeli’nin meydana çıkarılmaması, Süleyman Soylu’nun ‘terör örgütleri’den ‘İmamoğlu çok sinirli, güç zehirlenmesi yaşıyor’a değişen söylemi, Yıldırım’ın ‘Kürdistan’ ifadesi, İstanbul’a taşınan Kürt meleler… Hepsi Kürt seçmene yönelik hamleleri içerse de AKP’nin bu strateji değişikliğinden umduğunu bulabildiğine dair bir emare mevcut değil.

CANLI YAYINDA U DÖNÜŞÜ

İmamoğlu’nun canlı yayın teklifi 31 Mart öncesinde de defalarca AKP kanadına iletilmişti. 31 Mart öncesinde bizzat Binali Yıldırım tarafından, “Konuşuyoruz zaten. Bütün adaylar, sahada konuşuyor, İstanbullular da dinliyor. 31 Mart’ta ise karar verilecek” ifadeleriyle kabul edilmeyen canlı yayında tartışmaya bugünlerde ise gün sayılıyor. Meselenin ilginç yanı ise basit bir canlı yayın konusunun iki partinin genel merkezleri tarafından bir protokole dökülecek kadar bürokrasiye bağlanması. Konunun bu kadar ince elenip sık dokunması iktidarın yayından çekindiğine işaret etse de AKP kulislerinde “Yıldırım’ın kendini İmamoğlu’ndan daha iyi ifade etme şansı var” görüşü var. Bir diğer ifadeyle AKP’nin beklentisi Yıldırım’ın ‘şansının’ yaver gitmesi.

VAATLER 180 DERECE DEĞİŞTİ

Cumhur İttifakı’nın strateji değişikliğinin belki de en belirginleştiği yer seçime dair vaatler oldu. 31 Mart seçimleri öncesinde sosyal projelere hiç yer ayırmayan Yıldırım, bu seçimde çevre düzenlemeleri, bahçe-park yapımı gibi önceki vaatlerini neredeyse tamamen terk edip, sosyal vaatlere yöneldi. Birkaç aylık araya sahip iki seçime dair projelerin birbirinden bu denli farklı olmasının nedeni, İmamoğlu’nun başından beri sürdürdüğü sosyal proje çizgisinin ise toplumda karşılık bulması.