“AKP, beyaz torosların partisi haline gelmiştir”

Yayın tarihi: 2 Haziran 2021 Çarşamba 11:02 pm - Güncelleme: 2 Haziran 2021 Çarşamba 11:02 pm

TKH MK Üyesi Kurtuluş Kılçer düzenlediği basın toplantısında dikkat çeken açıklamalar yaptı.  Dinayet İşleri Başkanlığı’nın Türkiye’nin en büyük düşmanı haline geldiğini belirten Kılçer, “AKP beyaz torosların partisi haline gelmiştir! AKP mafyanın, çetenin, Susurlukçuların partisi haline gelmiştir!” dedi.

Türkiye Komünist Hareketi’nin (TKH) haftalık basın toplantısı TKH MK Üyesi Kurtuluş Kılçer’in katılımıyla gerçekleşti. TKH YouTube kanalı ve Facebook-Twitter hesaplarından yayınlanan basın toplantısında Kılçer “AKP beyaz Torosların partisi haline gelmiştir! AKP mafyanın, çetenin, Susurlukçuların partisi haline gelmiştir!” diyerek, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kılçer, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarına ilişkin şunları söyledi:

“Ortadaki suçlamalar, yeni Türkiye, millet iradesi ve Ilımlı İslam adıyla iktidara gelenlerin aslında bir mafya ve çete düzeni kurduklarının açık ispatı olmuştur! AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından Soylu’nun sahiplenilmesi ve başka bir suç örgütü lideri Çakıcı’nın hapisten çıkarılması, yine benzer biçimde Çakıcı’nın Susurlukçularla ortak fotoğraf vermesi, AKP eliyle kurulan ve zamanında liberaller tarafından akıl hocalığı yapılan rejimin bir çete rejimi, mafya rejimi, imamlar rejimi, yandaşlar rejimi ve müteahhitler rejimi olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu tabloyu okuyunca söylenecek olan söz bellidir: AKP beyaz torosların partisi haline gelmiştir! AKP mafyanın, çetenin, Susurlukçuların partisi haline gelmiştir!”

AKP’li Gültak önce depremin sonra ekonomik krizin faturasını vatandaşa çıkardı

“YARGI DERHAL HAREKETE GEÇMELİDİR!”

Kılçer, SADAT’ iddiaları için ise ise şunları kaydetti:

“Bugün aynı Peker, Suriye’deki cihatçılara yardımın silah yardımı olduğunu ve başka kesimlerinden silah gönderdiğini açık olarak itiraf etmiş, şaibeli SADAT adındaki şirketin bu karanlık işlerde doğrudan rolü olduğunu iddia etmiştir! İrticai faaliyetler dolayısıyla ordudan atılmış subayların kurduğu SADAT’ın her kirli ve karanlık tabloda adının geçmesi tesadüf müdür? Paramiliter bir güç olarak SADAT’ın bu kirli işleri konusunda yargı derhal harekete geçmelidir!”

“GEZİ BİR ANADOLU HAREKETİDİR”

Kılçer, Gezi Direnişi’ne ilişkin şunları söyledi:

“Gezi öz be öz bu toprakların yerli hareketidir. Gezi bir Anadolu hareketidir. Gezi bir halk hareketidir. GEzi bir cumhuriyetçi direniştir! Gezi gericiliğe karşı laiklik diyen milyonların sesidir! Aynı zamanda değerli yurttaşlar, Gezi’yi sulandırmaya çalışıyorlar. Gezi’deki devrimci, cumhuriyetçi, ilerici ve emekçi karakterini görmek istemeyenler Gezi’yi sandığa eşitleyerek düzen içine hapsetmeye çalışıyorlar. Daha düne kadar FETÖ’ye sivil toplum örgütü diyenlerin, bugün FETÖ’ye ve AKP ye karşı ayaklanan milyonların Gezi Direnişi’ni kendilerine mal etmeye kalkışması ne komik ve ne tarih dışı bir durumdur! Buradan bu liberal zevata söylenecek söz açıktır: Bu ülkenin sosyolojisi sizin New York aydınlarının ürettiği tezlerle taban tabana zıttır!”

“DİYANET CUMHURİYET’İN EN BÜYÜK DÜŞMANI OLMUŞTUR!”

Kılçer, Diyanet’in gerici çıkışlarına da değinerek şunları söyledi:

“Hilafetin ve saltanatın kaldırılmasından sonra Cumhuriyet döneminde kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı, bugün Cumhuriyet’in bir kurumu değil doğrudan gericiliğin ve vahabi din anlayışının merkezi haline gelmiştir. Elde kılıçla hutbe verecek kadar Suriye’deki cihatçıları aratmayan Diyanet’in Ayasofya’da Atatürk’ü hedef tahtasına oturtması münferit bir olay değildir. Bugün Diyanet, tarikat ve cemaatler kadar ülkemizde laikliğin ve Cumhuriyet’in en büyük düşmanı olmuştur! AKP eliyle kurulan tek adam rejiminin en önemli dayanaklarından birisi Diyanet’tir!”

“YETER SÖZ İŞÇİNİN DİYORUZ, 19 HAZİRAN’DA MİTİNGE!”

“Faşistler konuşuyor, yandaş gazeteciler konuşuyor, yandaşlar konuşuyor, süslümanlar konuşuyor, AKP’liler konuşuyor! Artık yeter diyoruz! Yeter Söz İşçinin diyoruz! İşçilerin, emekçilerin kürsüsünü kuruyoruz! Ülkemizin büyük işçi kalkışması olan 15-16 Haziran’ın yıldönümünde bütün yurttaşlarımızı 19 Haziran’da Kartal Meydanında düzenleyeceğimizi mitinge çağırıyoruz! Mafyaya, çetelere, yobazlara, yandaşlara ve patronlara karşı işçilerin kürsüsünde emekçilerin sesi olacağız! İşçilerin, emekçilerin, alınteriyle geçinenlerin taleplerini ve sözünü söyleyeceğiz! Sizi de sözümüze güç vermeye çağırıyoruz! Basın toplantımıza burada bitiriyor, sözlerimizi 19 Haziran‘da İstanbul ve İzmir’de düzenleyeceğimiz mitingimizin sloganıyla tamamlıyoruz: Yeter Söz işçinin diyoruz!”