Türkiye'nin güneyinde günlerdir devam eden orman yangınları çoğu köyü küle çevirdi, yeşilliğiyle ferahlatan Muğla, kara örtüye büründü. Yangından en çok etkilenen ilçelerden Milas, Bodrum ve Marmaris'teki yangınlar büyük kayıpların ardından gönüllüler, itfaiye çalışanları ve orman emekçileri sayesinde kontrol altına alınabildi. İlk günden beri ülkede yaşanan yangın felaketini objektif bir şekilde aktaran TELE1, olay yerinden son dakika gelişmeleri yurttaşlara anbean bildirdi. Şimdi yangının izlerinin silinmeye çalışıldığı Muğla'dan izlenimlerimizi okurlarımız için aktaracağız.
Tele1.com.tr Haber Müdürü Fırat Yeşilçınar, Muğla'daki yangını yerinden takip ederek, izlenimlerini şöyle aktardı:
Muğla’da orman yangınları çoğu köyü küle çevirdi.
Milas yangından en fazla etkilenen bölge oldu. Şehir merkezine bile indiğinizde yangının kokusunu almanız mümkün. Beyciler Mahallesi'ndeki ormanlık alanda çıkan yangın, Bodrum'un Mazı Mahallesi ve Milas'ın Çökertme Mahallesi'ne ardından Gürceğiz, Bayırköy ve Fesleğen taraflarına kadar ulaştı.
Yangın Ören'e yani Türkevleri tarafında bulunan Kemerköy Termik Santrali’ne kadar ulaşınca da risk büyüdü. Yangına saatler kala işçiler çalıştırılmaya devam etti. İyice yaklaştığında da Kemerköy Termik Santrali personeli tahliye edildi. Yangın Termik Santral içerisinde perşembe sabahı söndürüldü. Termik santral kontrol altına alındı ama yangın bu kez farklı bölgelere yayıldı. Önce Bayırköy riske girdi ardından da Gürceğiz Köyü. Ören, Alatepe, Kultak, Pınar, Çamlıca, Bayır, Fesleğen, Demirciler, Bağdamları ve Karacaağaç köyleri bu yangının ardından tahliye edildi. Bu tahliyeler de işe yaramadı ve yangın köylerin etrafını sardı.
2 SAATLİK UYKUYLA ÇALIŞAN EMEKÇİLER
Yangının hemen ardından Milas'tan Kermerköy Termik Santrali'ne doğru yola çıktık. Santral etrafında ve giriş çıkışlarda ciddi güvenlik önlemleri alınmıştı. Geceden başlayan yangın ne boyutta olduğunu alana girdiğimizde gördük. Santralin bahçesinde bulunan boru patlamış ve sağa sola kendiliğinde soğutma işlemi yapıyordu. Santralde bulunan bazı alanlar ise işçiler tarafından soğutuluyordu. İşçilere bantları koruması talimatı verilmişti. Biz de işçilerden öğrendik. Bantlar petrol maddesi içerdiği için yanıcı olma ihtimali yüksekmiş. O yüzden de etrafı komple soğutulmaya çalışıyordu. Maddi hasar dışında santralda olumsuz bir durum yoktu. İşçiler mesailerini yangın günü de sonrasında da yapıyordu. Hatta bazıları iki saatlik uyku ile alana gelmişti.
Santral alanında gördüğümüz iki çarpıcı kare vardı. Biri tomanın yanması diğeri ise alanda bulunan binlerce arıydı. Toma, akşam saatlerinde çıkan yangından nasibini almıştı. Arılar ise yanan kovanlardan kaçmayı başarmıştı. Hatta biri aracımıza girdi ve günler sonra İstanbul'a kadar geldi.
Kemerköy Termik Santral'in ardından Ören'e girmek istedik. Çünkü Ören santral yanmaya başlayınca ilk tahliye edilen alandı. Fakat burada da yine jandarma tarafından engellendik. Milas'ta çoğu köy kapatıldığı için risk gerekçesiyle Marmaris'e gitmeye karar verdik. Marmaris'te tablo Milas'tan biraz farklıydı. Çoğu alanda hayat devam ediyordu. Fakat Orhaniye'ye doğru indiğimizde tablo birden değişti.
AKILLARA KAZINAN KARE
Marmaris ile Orhaniye arasında denk geldiğimiz Mezargediği Köyü yangının boyutunu gözler önüne seriyordu. Koca bir vadi kül olmuştu. Önce Orhaniye'ye indik gazeteci Şule Aydın ile birlikte. Ama aklımız Mezargediği'nde kaldı. Orhaniye'de pek bir müdahale görmeyince birkaç saat sonra Mezargediği'ne geri döndük. Köy girişi jandarma tarafından kontrol ediliyordu. Köyde çok sayıda ev vardı. Onlar da yangında zarar görmüştü. Girişte bulunan ilk ev tamamen yanmış diğer bütün evlerde ise ciddi maddi hasarlar yer alıyordu. Tamamen yanan evde ise unutamayacağımız bir görüntü vardı. Bir tavuk yanındaki civciv ile birlikte yanarak can vermişti.
Bununla da sınırlı değildi. Çok sayıda bal arısı burada da kovanlarla birlikte küle dönmüştü.
Mezargediği'nin ardından yeniden Milas'a geçtik. Bayırköy ve Gürceğiz'e girmeye çalıştık. Jandarma izin verdiği gibi Bayırköy'e geçtik. Bayırköy yanan termik santraline yakın bir alan. Bu kez orada yangın başlamıştı. Bu yangın da Yeniköy Termik Santali'ni riske soktu. Bayırköy'ün içinden de Gürceğiz'e indik. Gürceğiz girişinde koca bir alan küle dönmüştü. Köyde de çok sayıda alan yanmıştı. Evlerin yanı sıra köy çıkışında bulunan mezarlık alan da yanmıştı.
Köy girişinde bir köylü yurttaş bizi karşıladı. Tabloyu kendisine sorduk. O da anlatmaya başladı: "Burada yangın geç saatlerde başladı. Önce bize çıkın dediler ama sonra yangını söndürmemizi istediler. Yangın başlayınca tek arazöz vardı. Gönüllüler ile birlikte söndürme çalışmalarına katıldık ama hava desteği olmadığı için her taraf küle döndü."
Gürceğiz yandı ama Bayırköy'de halen risk vardı. Dağlık alanlarda sürten yangınlar köyü tehdit ediyordu. O alan da kısmen şu an kontrol altında.
GÖNÜLLÜLER KIRGIN
Milas'ta şu an çoğu alanda yangın kontrol altına alındı. Bu alanların kontrol edilmesinde gönüllülerin payı yüksek. Milas'ta çoğu alan bu gönüllüler sayesinde kurtarıldı. Ormanda yatıp kalkan, önümüzde bayılan bu gönüllüler de nasibini aldı. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dört gün önce yaptığı açıklamada gönüllülerin alana giremeyeceğini açıkladı. Erdoğan'ın açıklamaları yasa gibi işledi. Açıklamalardan sonraki gün gönüllüler alana alınmadı. Bir gönüllü Erdoğan'ın açıklamalarına şu sözlerle özetledi: "Bu kararın neden alındığını anlamadık. İlk günden bu yana biz alanda mücadele ettik. Ormanların çoğu sayemizde söndürüldü. Ama sanki biz çıkartmışız yangını gibi suçlandık. Çok kırgınım. Evime döneceğim."