Akbelen’de ağaç katliamı sabahın ilk saatlerinde başladı! “Canımız yanıyor”

Yayın tarihi: 27 Temmuz 2023 Perşembe 9:22 am - Güncelleme: 27 Temmuz 2023 Perşembe 9:07 pm

Limak ve İÇTAŞ’ın talan etmek istediği Akbelen Ormanı‘nda sabahın ilk saatlerinde ağaç kesim işlemleri başladı. Ağaçlar için direnen gençler jandarmaya ağlayarak isyan etti. Jandarma günün ilerleyen saatlerinde ağaçları korumak için bölgede bulunan vatandaşlara müdahale etti. Bölgeden uzaklaştırmak istenilen vatandaşlar coplarla darbedildi.

Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nda Limak Holding ve İÇTAŞ ortaklığındaki Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.’nin maden sahası için ağaç kesim işlemleri sabahın ilk saatlerinde başladı. Ağaçlarını korumak için bölgede olan direnişçiler jandarma engeliyle karşılaştı. Jandarma bölgede bulunan İkizköylüler ve destek için gelenlere sert müdahalede bulundu.

Kılıçdaroğlu Akbelen’e gidiyor

Akbelen direnişçilerinden muhalefete çağrı! “Konfor alanlarınızı terk edin”

İÇME SUYUNUN DİRENİŞÇİLERE ULAŞMASINI ENGELLEDİLER

Köylülerin ve direnişçilerin içme suyu ihtiyacını karşılamak için gelen kamyonetin, orman içinde kurulan direniş alanına kadar yaklaşmasına izin verilmedi. Çevreciler, imece usulü ile suları çadır alanına kadar elden ele taşıdı. Yurttaşlar suları taşırken de slogan attı. Hep bir ağızdan atılan slogan şöyle:

“Biz buradayız, terk etmiyoruz. Limak, ormandan gidene kadar.”

Tek istediği ormanını korumak! Akbelen’de gözaltına alınan çevrecinin Milas’a girişi yasaklandı

 

Pazartesi günü ormanı ablukaya alan jandarma dün de direnişçilere biber gazı ve coplarla saldırmış, bölgeden uzaklaştırmaya çalışmıştı. Ağaçlara sarılan köylüler jandarmanın müdahalesiyle karşı karşıya kalmıştı.

Kılıçdaroğlu Akbelen’e gidiyor

AHMET ŞIK: HALKIN SIRTINA YAPIŞMIŞ SÜLÜKLER PARA KAZANSIN DİYE

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Muğla’nın Milas ilçesi İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’nda vatandaşların Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji’nin maden sahasını genişletmek için gerçekleştirdiği ağaç kesimine karşı mücadelesinin dördüncü gününde Ören Karayolundaki insan zincirinde konuşma yaptı. Şık, ”Sadece birkaç ağaç meselesi değil demiştik Gezi isyanında, yine aynı şeyi söylüyoruz burada da; mevzu sadece ağaç kesimi değil; burada Türkiye’nin geleceğine dair bir mevzu var” dedi.

 

TİP’li Şık, Akbelen Ormanları’nda ağaç kıyımına karşı mücadele eden yurttaşlara teşekkür ederek başladığı konuşmasında yargıyı, bu kesimi durdurmaya davet ettiği konuşması şöyle:

”Bir dayanışma için buradayız. Bu mücadelenin yürütücülerin destekçisi, dayanışmacısı, parçası olmak için buradayız. Öncelikle toprağına, havasına sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum. İçerde gerçekten çok ağır bir yıkım tablosu var. Çok geniş bir alana yayılmış değil ama belli ki devam edecek eğer planlanan şey yapılırsa.

 

Muğla İl İdare Mahkemesi’nin önündeydik. Bu kıyımın yeniden yol açan şey, yargıya bir çift laf söylemek lazım. Bilirkişi olduğu iddasında bilimsel namusa sahip olmayan birinin hazırladığı yalana dayalı beyan içeren bir raporla yürütmenin durdurulması kararı kaldırıldı. O kararla ilgili yeniden başvuru yapıldı. Haysiyete sahiplerse, o kararı vermek için o dosyanın önünde durduğu yargı mensuplarına sesleniyorum. Çocuklarına biraz saygıları varsa ve meslek haysiyetlerine inanıyorlarsa bu kıyımı durdururlar ama zaten bu kıyımın önünü açan yargıdan da bir beklentimiz yok. Tıpkı siyasi parti kılığına girmiş bir mafyanın devleti, işgal ettiği siyasi partilere güvenmediğimiz gibi o yargıya da güvenmiyoruz. Onların emir eri olduğunu biliyoruz.”

Şık, sözlerine milletvekili seçilmesine rağmen hapiste tutulan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ı da hatırlatarak devam etti:

”Burada her şey yurttaşın, yurttaşlık borcunu ödemesine bağlı; bir avuç insanın buradaki mücadelesiyle olmaz bu. Türkiye’nin neresinde bulunursanız bulunun; Akbelen için çıkardığınız ses, Karadeniz’de kurutulan dereler için de çıkmış olacak. Ege’de, Akdeniz’de kurutulan göller için çıkmış olacak. Hukuksuz biçimde içeride tutulan arkadaşlarımız için, seçilmiş Kürt siyasetçiler için, milletvekilli seçildiği halde hukukun gereği yerine getirilip hapisten çıkarılmamakta ısrar edilen Can Atalay için, Osman Kavala için, Selahattin Demirtaş için, Mücella Yapıcı için çıkacak o ses.

”YARIN HİÇBİRİNİZ KAFANIZI YERDEN KALDIRAMAYACAKSINIZ”

“Sadece birkaç ağaç meselesi değil demiştik Gezi isyanında, yine aynı şeyi söylüyoruz burada da; mevzu sadece ağaç kesimi değil, Türkiye’nin geleceğine dair bir mevzu var burada ve bu hepimizin yurttaşlık borcu ve herkes o borca, namusuna sahip çıkar gibi, haysiyetine sahip çıkar gibi sahip çıkmak zorunda. Çünkü bu bizim çocuklarımıza borcumuz. Yarın burada, gölgesinde dinlenebileceği bir ağaç, üstüne basabileceği bir toprak olmayacak böyle giderse. Çünkü Türkiye işgal edilmiş durumda. Bir avuç sermaye, halkın sırtına yapışmış sülükler, para kazansın diye kesiliyor bu ağaçlar. Eğer bu itirazı bugün dile getiremezseniz, yarın hiçbiriniz kafanızı yerden kaldıramayacaksınız. Bu böyle biline.”

MUĞLA İDARE MAHKEMESİ ÖNÜNDE AÇIKLAMA

Muğla’nın Milas ilçesinde maden sahasını genişletmek isteyen YK Enerji’nin ağaç kesimi dört gündür sürüyor. İkizköy Çevre Komitesi de bugün Muğla 1. İdare Mahkemesi’ne önünde basın açıklaması yaptı.

İkizköylülerin avukatı İsmail Hakkı Atal, şunları söyledi:

“24 Temmuz Pazartesi günü sabahtan bu yana Muğla İkizköy Akbelen Ormanı’nda anayasal suç işleniyor. Anayasanın 169. maddesi göz göre göre ihlal ediliyor. Bizim burası ile ilgili Muğla İdare Mahkemesi’nde açmış olduğumuz iki dava var. Bunlardan birincisinde tam 2 yıla yakın süre yürütmenin durdurulması kararı devam etti. Ancak bilirkişilik görevini kötüye kullanan gerçeğe aykırı bilirkişi raporu düzenleyen bir bilirkişi heyetinin raporu ile Muğla 1. İdare Mahkemesi ‘Yürütmenin durdurulması’ kararını kaldırdı. Biz anayasal suç işleyen bu bilirkişi heyetinin gerçeğe aykırı bilirkişi raporu düzenlemekten ve kasten bilirkişilik görevini kötüye kullanmaktan dolayı Milas Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyet ettik. Bu 7 bilirkişi hakkında Milas Cumhuriyet Başsavcılığı’nda soruşturma yürütülüyor. Hukuksuzluğun ikinci boyutu haklarında soruşturma yürütülen bir bilirkişi heyetinin raporuyla yürütmenin durdurulması kararının kaldırılması oldu. Biz pazartesi sabah kesim başlayınca yürütmenin durdurulması talebinde tekrar bulunduk. Kamu düzeninin tesis edilmesi için Muğla 1. İdare Mahkemesi’nin tekrar yürütmenin durdurulması kararı vermesini talep ediyoruz. Bu bizim anayasal hakkımızdır.”

“ÜLKEMİZDE İŞGALCİ DURUMUNDAYIZ”

İkizköy Çevre Komitesi’nden Nejla Işık ise tüm baskılara rağmen Akbelen Ormanı’nı koruyacaklarını söyledi. Işık, şöyle konuştu:

“Dört gündür Akbelen ormanlarını savunan köylülere darp var, şiddet var, baskı var. Oradaki yaşam savunucularına, oraya gelen insanlara engellemeler var ama orada 4 gündür çok büyük irade ve birliktelik var. Ciğerlerimiz yanıyor, kolumuz kanadımız kırık. Kesilen her ağaç değil her dal için bizim etlerimiz parça parça oldu. 4 senedir mücadelemiz devam ediyor. 93 yaşındaki insanların gözlerine biber gazı sıktılar. 88 yaşındaki ağaçlara sarılan nenemizi ağaçlardan uzaklaştırdılar. Yangın mevsimi bize yasak, ağacı koruyana yasak, ağacı kesene yasak yok. Girene ceza kesiyorlar. Umurumuzda değil. Onlarca arkadaşımızı gözaltına aldılar. Milas’a giriş yasağı koydular. Tüm baskılara rağmen 4 gündür kendi askerimiz dediğimiz, Türkiye vatandaşıyız dediğimiz ülkemizde işgalci durumdayız. Her şeye rağmen kanımızın son damlasına kadar ormanımızı da toprağımızı da koruyacağız. Adalet istiyoruz hemen bugün şimdi. Karar vericiler, Akbelen Ormanı’ndaki katliamı durduracak haberi bize hemen uçursunlar.”

Bölge halkından Esra Işık da şöyle konuştu:

“Bu insanlar 4 senedir varlarını yoklarını bıraktılar. Her şeylerini buna adadılar. Buna rağmen karşımızdaki şirketin yoğun baskısı bugüne kadar devam etti. 4 gündür had safhaya ulaştı. Bu insanlar darp edildi. Buna rağmen hala daha orada nöbet tutuyorlar ama o ağaçların kesiliş seslerini duyarak nöbet tutuyor. Şunu bilsinler, bu mücadele sonuna kadar devam edecek. Ne olursa olsun istedikleri gibi bizi baskılamaya çalışsınlar. Sesimizi kısmaya çalışsınlar, kısılmayacak. Sonuna kadar hakkımızı aramaya, Akbelen’i savunmaya devam edeceğiz.”