Akademisyen Gökten: Ankara’da ‘Acıma yok, iflaslar olacaksa olsun’ söylemi var

Yayın tarihi: 24 Temmuz 2024 Çarşamba 7:05 pm - Güncelleme: 24 Temmuz 2024 Çarşamba 7:30 pm

Merkez Bankası’nın faiz kararını değerlendiren Akademisyen Soner Gökten, “Ankara’da ‘Acıma yok, iflaslar olacaksa olacak’ söylemleri mevcut” dedi.

Merkez bankası dün faiz kararını açıkladı. Faizi sabit bırakan Merkez Bankası’nın kararını değerlendiren Başkent Üniversite Öğretim Üyesi Soner Gökten, faizin en erken Kasım ayında düşeceğini iddia etti.

Tele1’de Gerçek Haber Gerçek Ekonomi programına konuk olan akademisyen Soner Gökten, “Benim duyumlarımda ekonomi yönetiminde asla ‘biz batıyoruz’ lobisine imkan tanıyacağı düşünülmüyor. Bu söylemler Ankara’da konuşuluyor. Hatta asla acıma yok. İflaslar olacaksa olacak deniyor. Dolayısıyla Ağustos’a bir faiz indirimini ben asla ve asla mümkün görmüyorum. Bu bütün bu sıkılaşmayı bir anda çöpe atmak anlamına gelir. Yani bütçede faiz dışı fazla olmadan, ABD Merkez Bankası (FED) faiz indirim sürecine girmeden ve tüm bunlarla birlikte talepte yavaşlama sinyali gelmeden faiz indirimi sürecine geçmek mümkün değil. Zaten Merkez Bankası Temmuzda aylık enflasyonun beklenenin üzerinde geleceğini ifade ederek bunun önünü kapamış oldu. Dolayısıyla önümüzdeki vergi paketinin bütçeye yansımasını ve FED’in hamlesini beklemek lazım. Yabancılar da tahvile giriş için onu bekliyor. Şunu tırnak içinde söyleyelim. Yabancı burada 2 yıllık tahvile gelmeye çalışacak. Burada 5-10 yıllık tahvillere girmeyecek, bunu göreceğiz. Likidite düşük çıkacak. Niye göreceğiz bunu? Çünkü hala yabancının beklediği güven ortamı daha doğrusu güven çıpası mevcut değil.” dedi.

 

Faiz kararı sonrası tablo! İşte 250 bin TL’nin getirisi…

“DÜZELMESİ İÇİN EN AZ 20 YIL GEREKLİ”

“Gökten, enflasyonun düzelmesi için en az 20 yıl gerektiğini söyleyerek  “Olan kime oluyor? Dar gelirliğe ve fakirliğe oluyor. Ben artık tüm cevaplarımda bunu altına basa basa belirtiyorum. Ekonomi konuşmak ayrı bir şey finans konuşmak ayrı bir şey. Ekonomi hayat kalitesi optimizasyonu. Yani sorular şunlar, ev alabiliyor musun? Kırmızı et yiyebiliyor musun? Çocuğunu okula gönderebiliyor musun? Kiranı ödeyebiliyor musun? Sağlık sistemine erişebiliyor musun? Cevap bunlar. Bunların cevabını verdiğimizde ekonomimizin tarihte görmediği şekilde gelir dağılımı biçilmiş fakirliğin tabana yayıldığı, dar gelirlinin artık liyakat mesleklerinde yer aldığı bir ekonomi tablosunu görüyoruz . Bu ekonomi yarın enflasyon canavarına iğne soktuğumuzda düzelir mi? Düzelmez. En az 20 yıl gerekir.” dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ