Türkiye'de yakalanan MOSSAD üyelerinin hakkındaki iddianamede, İran'da Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin öldürülmesi gibi bir suikastın Türkiye'de de planladıkları ifade edildi. İddianamede, "(MOSSAD’ın) ülkemizde cinayet, adam kaçırma, tehdit/şantaj gibi suçları işlemeyi tasarladıkları değerlendirilmektedir" ifadeleri yer aldı.

Gazeteci Barış Terkoğlu Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde Türkiye'de yakalanan sarık, cübbe ve  çarşaf giyerek kendilerini dindar gibi gösterip halkın arasına karışan MOSSAD üyeleri hakkında hazırlanan iddianameye değindi. Terkoğlu yazısında, iddianamede yakalanan MOSSAD üyelerinin Türkiye'deki HAMAS yanlılarının bilgilerini topladığı ve bu kişilere suikast düzenleneceğinin belirtildiğini söyleyerek, "Savcılığa göre Haniye suikastının benzerleri Türkiye’de de gerçekleştirilecekti" dedi.

https://tele1.com.tr/mossad-operasyonunda-gozaltina-alinanlar-saglik-kontrolunden-gecirildi-984202/

Terkoğlu'nun yazısında gözaltına alınan 57 sanıktan sadece 2'sinin tutuklu olduğunu belirterek, "Bir sorun da hukukilikten yaşandı. Zira verilen bilgiler Türk devletiyle ilgili değildi. Çoğunluğu HAMAS bağlantılı kişilerin Türkiye’deki bilgileriydi. Ceza kanununda buna yönelik bir suç yoktu. Haliyle değerlendirme, bu kişilere yönelik MOSSAD suikastlarının Türkiye’yi zor durumda bırakabilmesi ihtimali üzerinden yapılıyordu" ifadelerine yer verdi.

Terkoğlu'nun yazısından ilgili kısım şöyle:

Türkiye’deki operasyonlarla MOSSAD’ın hücreleri çökertilmiş, yakalananlar mahkemeye çıkarılıp tutuklanmıştı.

İşte o operasyonların sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda tam 57 kişi hakkında bir iddianame düzenlendi. Sanıklara "Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme" suçlaması yöneltildi.

İşin ilginci, sanıkların bir kısmı Suriyeli, Filistinli, Afgan, Lübnanlı’ydı. Türkiye’nin nasıl bir dönüşüm geçirdiğinin göstergesi gibiydi.

İşte o iddianame İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından iki kez reddedildi, sonra kabul edildi.

Önce iddianame…

UZAKTAN MOSSAD ÇALIŞMASI

Savcılık tespitlerine şöyle başlamış:

"İsrail istihbarat servisinin, internet tabanlı mobil uygulamalar üzerinden uzaktan/çevrimiçi operasyon ekibi oluşturduğu, söz konusu operasyon ekibi vasıtası ile uzaktan kaynak temini, canlı kurye ile kaynaklarına para transferi ve sahadaki hedeflerine yönelik taktik bazda isler yapılmasının amaçlandığı…"

Kısacası MOSSAD, İsrail’de bir operasyon ekibi kurmuş. Türkiye’ye gelmeden ancak Türkiye’de bazı isimler aracılığıyla ülke içinden bilgi toplamaya başlamış. Söz konusu sanıklar da işte bu ağa takılmışlar.

Kimler hakkında bilgi toplanmış?

İddianame yanıt veriyor: "İsrail'in Filistin politikasına muhalif Filistinli aktivistler başta olmak üzere ülkemizdeki Ortadoğulu şahıslara ve anılanlarla bağlantılı vatandaşlarımıza yönelik…"

Bu bilgilerin Türkiye’ye maliyeti ne olabilir? İddianamede şöyle yorumlanıyor:

"(MOSSAD’ın) ülkemizde cinayet, adam kaçırma, tehdit/şantaj gibi suçları işlemeyi tasarladıkları değerlendirilmektedir. (…) Eylemin devletimiz aleyhine;

-Ülke topraklarında mukim yabancı şahısların kişisel verilerinin korunamadığı, can güvenliğinin sağlanamadığı vb. hususlarda uluslararası kamuoyunda bir algı oluşturacağı,

-Ülkemizde üçüncü ülke unsurlarınca organize edilen bu tip faili meçhul yasadışı eylemlerin, Türkiye'nin yabancı ülkelerin operasyon alanı olduğu algısına yol açacağı…"

Kısacası savcılığa göre Haniye suikastının benzerleri Türkiye’de de gerçekleştirilecekti. Bunun için HAMAS yanlısı kişiler hakkında bilgi toplanıyordu.

DEDEKTİFLİK FİRMALARINI KULLANMIŞLAR

Eminim merak ettiniz. İsrail’e MOSSAD ajanı olmadığı halde bilgi verenler kimler?

Ekrem İmamoğlu’ndan kayyım tepkisi: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir Ekrem İmamoğlu’ndan kayyım tepkisi: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir

Gelelim duruşmalarda bu isimlerin anlattığına…

Örneğin A.Y.’nin avukatı şunu anlattı: "Benim müvekkilim emekli polis memuru, malum emeklilik şartlarından dolayı dedektiflik işi ve şirketi kurmuştur. Yabancı bir kişi müvekkil ile iletişime geçerek Türkiye'de bulunan yabancı bir kişinin ikamet bilgilerini vererek o kişinin orada oturup oturmadığına dair müvekkilim ile iş birliği kurmuştur, müvekkil yabancı kişinin orada oturduğunu kendisi ile iletişime geçen kişiye bilgi vermiştir…"

C.C.P.’nin avukatı: "Müvekkilimin dedektiflik şirketi vardır…"

A.G.’nin avukatı: "Müvekkil Google reklamlar kısmında gözükecek üzere dedektiflik faaliyeti gerçekleştiriyor…"

M.S.’nin avukatı: "Müvekkilimin dedektiflik şirketi vardır, bunlar yasal şirketlerdir, Ticaret Sicil Gazetesi’nde yetkileri yer almaktadır…"

İ.Y.’nin avukatı: "Türkiye'de dedektif tutmak yasak değil ama yasal olması zorundadır, müvekkilimin şirketi vergiye tabiidir…"

H.G.’nin avukatı: "Müvekkilimin dedektiflik firması var…"

Uzatmayayım…

Haberlerde "eski polis MOSSAD ajanı çıktı" başlıklarının nedeni zaman geçtikçe anlaşıldı. Türk sanıklar, polislikten sonra dedektiflik bürosu kurmuştu. Yurtdışından MOSSAD bağlantılı kişiler; elbette ajan olduğunu söylemeden, masum görünen taleplerde bulunmuşlardı. Kimi zaman bir İngiliz bankasının avukatı olarak Türkiye’de bulunan bir kişi için icra takibi yapacaklarını bu kişinin adresinin doğru olup olmadığını bu firmalara sordular. Kimi zaman ise bir müvekkilinin Türkiye’de yaşayan birisiyle evleneceğini, ancak Türkiye’de de evli olduğunu duyduklarını bunun doğru olup olmadığını araştırmalarını istediler. Bazen de kendilerini emlakçı olarak tanıtarak, Türkiye’de gayrimenkul almak istedikleri için bazı gayrimenkuller ile bilgi talep ettiler. Sanıklar ise temas kurdukları isimlere bu bilgileri para karşılığı verdi.

Nitekim sanıklar MOSSAD ajanlığıyla değil, bu kişilere bilgi vermekle suçlanıyordu. Üstelik sanıklar arasında tek bir İsrailli yoktu. Asıl bilgi toplayanlar kurtulurken, yemledikleri sanık olmuştu.

57 SANIKTAN İKİSİ TUTUKLU

Üstelik yabancıların da çok azı ne olduğunun farkındaydı. Çoğunluğu para kazanmak için kendileriyle temas kuranlara adres, fotoğraf vs göndererek sanık olmuştu. Bazıları kafalarına çuval geçirilerek siyah bir minibüse bindirildiklerini, aylarca tutuldukları merkezde ajan olmadıklarını anlatmaya çalıştıklarını söylüyordu. Hatta bazı sanıklar bilgi bile göndermeden banka hesabını kullandırdığı için ajanlık dosyasının içine düşmüştü.

Son bir detay…

Bir sorun da hukukilikten yaşandı. Zira verilen bilgiler Türk devletiyle ilgili değildi. Çoğunluğu HAMAS bağlantılı kişilerin Türkiye’deki bilgileriydi. Ceza kanununda buna yönelik bir suç yoktu. Haliyle değerlendirme, bu kişilere yönelik MOSSAD suikastlarının Türkiye’yi zor durumda bırakabilmesi ihtimali üzerinden yapılıyordu.

Dosyada son olarak iki tutuklu kaldı. Yabancı sanıkların yurtdışı yasağı bile kaldırıldı.

Bu ve benzeri dosyaların çoğunda hikaye benzer durumda. MOSSAD, çoğunlukla ajan yakalatmadan Türkiye’de HAMAS’ı takip ediyor. Sonunda mağdur olanlar ise üç kuruş kazanma umudundaki sıradan insanlar oluyor. Elbette derdin kaynağı, Ortadoğu’dan Afganistan’a Mısır’dan Afrika’ya bütün krizlerin parçası olan dış politikanın, sonunda ülkeyi uluslararası hesaplaşmaların parçası haline getirmesi. Ülkenin ekonomisinin iki paraya istihbarat toplamaya imkan vermesi.

Yazının tamamı için tıklayın.
Kaynak: TELE1