Tutuklanan ve yerine kayyım atanan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer'in tutukluluğuna yapılan itiraz aynı gün reddedildi.
İtirazı reddeden 11. Asliye Ceza Mahkemesi'nin gerekçesinde, soruşturma kapsamındaki gizli tanığın ifadesindeki eylemlerin yeni elde edildiği belirtildi.
SORUŞTURMADAN GİZLİ TANIK ÇIKTI
Mahkeme kararında şunlara yer verildi:
"Tanık Koruma Kanunu'nun 9/8.maddesine göre gizli tanık beyanının tek başına hükme esas alınamayacağı göz önüne alınsa dahi gizli tanığın ifadesinde geçen eylemlerin az önce açıklandığı üzere örgütle belirli bir organik bağ veya temsil ilişkisi bulunmaksızın gerçekleşmesinin mümkün olmaması başka bir deyişle söz konusu eylemin sübutu halinde niteliği itibarıyla kişi, zaman ve mekan unsurları yönünden ayrıntılı ve somut açıklamalar olması da göz önüne alındığında tek başına atılı suçun oluşmasına yeterli görülebileceği ve hal böyleyken bu aşamada kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delil olarak nitelendirilebileceği, gizli tanığın ifadesinde geçen eylemlerin zamanına göre yeni elde edilmesi nedeniyle toplanması gereken başkaca delillerin bulunması ile şüphelinin üzerine atılı suç için kanunda ön görülen ceza miktarının alt ve üst sınırı karşısında tutuklulukta geçirdiği sürenin bu aşamada orantılı olması hususları bir arada değerlendirildiğinde kararda değiştirilecek bir husus bulunmadığından şüpheli müdafilerinin itirazının reddine, kararın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ilgililere tebliğine, dosyanın gereği için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na iadesine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kesin olarak karar verildi."
NE OLMUŞTU?
Görevden el çektirilen ve yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer'in tutukluluğuna dün sabah itiraz edilmişti. Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi'ne iletilmek üzere 7. Sulh Ceza Hakimliği'ne Özer'in avukatları tarafından verilen itiraz dilekçesinde, tahliye talep edilmişti. Dilekçede, "Bir kişiyi suçlu ilan etmeden önce, onun özgürlüğünü kısıtlamak, hukuk sisteminin insan onuruna ve özgürlüklerine saygılı bir şekilde işlemesi gerektiği ilkesine aykırıdır" denilmişti.