Afgan yönetmen Karimi’den mektup: Bu bir insanlık krizi, ancak dünya tamamen sessiz

Yayın tarihi: 17 Ağustos 2021 Salı 10:47 am - Güncelleme: 17 Ağustos 2021 Salı 10:57 am

Taliban’ın Kabil’e girişinin ardından yayınladığı videoda “Bizi öldürmeye geliyorlar” diyen ve dünyaya çağrıda bulunan Afganistanlı yönetmen Sahra Karimi bir mektup yayımladı.

Taliban, başkent Kabil’i aldıktan ve görevdeki hükümeti devirdikten sonra Afganistan’ın kontrolünü de fiilen ele geçirdi. Cumhurbaşkanı Eşref Gani ülkeyi terk ederken, yeni rejimden kaçan binlerce kişi tahliye için Kabil havaalanına akın etti.

Ülkedeki ilerleyişi giderek hız kazanan Taliban’ın ele geçirdiği bölgelerden özellikle kadınlara, sanatçılara ve merkezî rejimle bağlantıları olan kişilere yönelik şiddet haberleri gelirken, Afganistan’dan da ciddi bir göç dalgası da başlamış durumda.

Afganistan’ın önde gelen sinemacılarından Sahraa Karimi de, sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanarak bölgeden görüntüleri sık sık paylaştı. Instagram’da havaalanından görüntüler paylaşarak hâlâ ülke vatandaşlarının umutsuzca beklediğini yazan ve yardım isteyen yönetmen, bu kez de sinema dünyasını Taliban’a karşı dayanışmaya davet eden bir mektup yayımladı.

Altyazı Dergisi’nde yer alan habere göre, Sahraa Karimi’nin mektubunun Türkçe çevirisi şu şekilde:

DÜNYADAKİ TÜM FİLM TOPLULUKLARINA VE FİLMLERİ, SİNEMAYI SEVEN HERKESE!

Benim adım Sahraa Karimi. Film yönetmeni ve ülkenin 1968 yılında kurulan devlet destekli tek film şirketi Afghan Film’in genel direktörüyüm.

Size kırık bir kalp ve benim güzel insanlarımı, özellikle sinemacıları Taliban’dan korumak için bana katılmanız yönünde taşıdığım derin umutla yazıyorum. Son birkaç haftada Taliban pek çok bölgeyi ele geçirdi. İnsanlarımızı katlettiler, birçok çocuğu kaçırdılar, kız çocuklarını kendi adamlarına çocuk gelin olarak sattılar, kıyafetleri yüzünden bir kadını öldürdüler, bir kadının gözlerini oydular, çok sevdiğimiz komedyenlerimizden birini işkenceyle öldürdüler, bir tarihçi şairimizi öldürdüler, merkezî yönetimin kültür ve basın bakanını öldürdüler, hükümetle ilişkileri bulunan herkesi katletmeye devam ediyorlar, insanları halka açık alanlarda astılar, yüz binlerce aileyi yerlerinden ettiler. Bu bölgelerden kaçan insanlar Kabil’deki kamplarda kalıyorlar ve kampların şartları oldukça sağlıksız. Kamplarda yağmalar yaşanıyor ve bebekler sütleri olmadığı için ölüyor. Bu bir insanlık krizi, ancak dünya tamamen sessiz.

‘BU ADİL DEĞİL’

Biz bu sessizliğe alışmış durumdayız fakat bunun adil olmadığını biliyoruz. Biz halkımızı terk eden bu kararın yanlış olduğunu biliyoruz, bu aceleyle verilmiş birliklerin geri çekilmesi kararının halkımıza ve Afganlar Batı için Soğuk Savaş’ı kazandığında yapılan her şeye bir ihanet olduğunu biliyoruz. O dönem insanlarımız unutulmuş, Taliban’ın karanlık hükmünün ortaya çıkmasına neden olunmuştu. Şimdi de ülkemiz, bilhassa genç kuşaklarımız için elde ettiğimiz yirmi yıllık büyük kazanımlar, hepsi bu terk edişin ardından yeniden kaybedilebilir.

‘SİZİN SESİNİZE İHTİYACIMIZ VAR’

Sizin sesinize ihtiyacımız var. Medya, hükümetler ve tüm dünyanın insani yardım kuruluşları sanki Taliban’la yapılan bu “barış antlaşması” meşruymuşçasına sessizliklerini koruyor. Bu antlaşma hiçbir zaman meşru değildi. Aksine, onları tanımak tekrar güç kazanmaları için gerekli güveni sağladı. Görüşme sürecinin tamamında Taliban insanlarımıza saldırmaya devam ediyordu. Ülkemde bir sinemacı olarak canla başla çalışarak inşa ettiğim her şey tamamen yıkılma tehdidi altında. Taliban yönetimi ele geçirirse sanatı tamamen yasaklayacak. Ben ve diğer sinemacılar bir sonraki kara listelerinde yer alabiliriz. Kadın haklarını ortadan kaldıracaklar, evlerimizin ve kendi seslerimizin gölgelerine itileceğiz, ifade alanlarımız sessizliğe gömülecek. Taliban’ın yönetimde olduğu dönemde okullarda hiç kız çocuğu yoktu. O dönemden bu yana okullarda 9 milyondan fazla Afgan kız çocuğu eğitim görüyor. İnanılmaz bir şey, Taliban’ın yakın zamanda ele geçirdiği ülkenin en büyük üçüncü şehri Herat’taki üniversitede neredeyse yüzde 50 oranında kadın öğrenim görüyordu. Bunlar dünyanın neredeyse hiç bilmediği inanılmaz büyük kazanımlar. Yalnızca son birkaç hafta içerisinde bile Taliban bir sürü okulu yok etti ve 2 milyon kız çocuğu okullardan uzaklaştırılmış durumda.

“Taliban götürmesin diye kadınlar çatılardan atlamaya başladı”

‘BU SESSİZLİĞİ ANLAMIYORUM’

Ben bu dünyayı anlamıyorum. Bu sessizliği anlamıyorum. Ben burada kalıp ülkem için mücadele edeceğim ancak bunu tek başıma yapamam. Sizin gibi müttefiklere ihtiyacım var. Lütfen dünyanın olanlarla ilgilenmesi için bize yardımcı olun. Lütfen ülkenizin en önemli medya kuruluşlarını burada, Afganistan’da olanlar hakkında bilgilendirerek bize yardım edin. Bizim Afganistan dışındaki sesimiz olun. Eğer Taliban Kabil’i ele geçirirse internete ya da başka herhangi bir iletişim aracına ulaşımımız olmayabilir. Lütfen bize destek verip bizim sesimiz olmaları için sinemacılarınıza, sanatçılarınıza ulaşın.

Bu bir iç savaş değil, bu bir vekâlet savaşı, dışarıdan dayatılan bir savaş ve tamamen ABD’nin Taliban’la yaptığı anlaşmanın bir sonucu. Lütfen bu gerçeği elinizden geldiği kadar basınla paylaşın ve sosyal medyada bizim hakkımızda yazın.

‘DÜNYA BİZE SIRTINI DÖNMEMELİ’

Dünya bize sırtını dönmemeli. Afgan kadınlarının, çocuklarının, sanatçılarının ve sinemacılarının sesi olmanıza, yardımınıza ihtiyacımız var. Bu destek şu an ihtiyacımız olan yardımı bize fazlasıyla verecek.

‘ÇOK AZ VAKTİMİZ VAR’

Lütfen dünyanın Afganistan’ı terk etmemesi için bize yardım edin. Lütfen Taliban Kabil’i ele geçirmeden önce bize yardım edin. Çok az vaktimiz var, belki günler… Çok sağ olun. Saf kalbinize tüm samimiyetimle minnettarım.

İyi dileklerimle,

Sahraa Karimi

“15 GÜN ÖNCE İSTANBUL’DAYDI, AFGANİSTAN’I TERK ETMEYİ REDDEDİYORDU”

Independent’ten Müjgan Halis’in haberinde, Taliban’ın Kabil’e girişinin ardından yayınladığı videoda “Bizi öldürmeye geliyorlar” diyen ve dünyaya çağrıda bulunan Afganistanlı yönetmen Sahra Karimi’yi arkadaşı Alin Taşçıyan anlattı.

Karimi videoda “Taliban Kabil’i kuşattı. Biraz para çekmek için bankaya gidecektim, kapatmışlar ve tahliye etmişlerdi. Bunun yaşandığına hâlâ inanamıyorum, bunu kimi yaptı. Lütfen bizim için dua edin. Tekrar çağrı yapıyorum: Bu büyük dünyanın insanları, lütfen sessiz kalmayın. Bizi öldürmeye geliyorlar” diyordu.

“30 Temmuz İstanbul, sevgili arkadaşım Sahraa Karimi ve ben kahvaltı ettik… O akşam Kabil ‘e gitti. 16 gün sonra Taliban Afganistan ‘ı ele geçirdiği için hayatından korkuyorum. Silah üretip Taliban’a satan tüm ülkelere yazıklar olsun. Uluslararası kuruluşlara verimli barışçı olarak inanan herkese yazıklar olsun!”

Evren Özalkuş Taliban’ı 2 dakikada özetledi

“SAVAŞ DEVAM EDİYOR AMA YİNE DE AYRILMAK İSTEMİYORUM”

Karimi’nin ve bütün Afgan kadınların hayatından endişe ettiğini söyleyen Alin Taşçıyan, Independent Türkçe’ye konuştu. Karimi’nin Taliban’ın bu kadar hızlı ilerleyeceğini beklemediğini ancak ülkesini terk etmeyi de düşünmediğini söyleyen Taşçıyan, Sahraa Karimi’nin 11 Ağustos’ta kendisinin de dâhil olduğu arkadaşlarına şu iletiyi gönderdiğini söyledi. Karimi’nin iletisi şöyle:

“Sizden sevgi ve ilgi dolu güzel mesajlar aldım. Lütfen merak etmeyin ben iyiyim Kabil de iyi. Benim ve güvenliğim için endişelendiğinizi biliyorum; Afganistan hakkında haberlerin olduğunu biliyorum ve savaş burada devam ediyor. Ama yine de ayrılmak istemiyorum. Bu sahnede benim varlığım önemli ve ülkemi ve insanımı terk etmek istemiyorum. Kalmaya karar verdim ve her gün işe gitmeye ve meslektaşlarıma umut vermeye devam ediyorum. Benim neslim her cephede savaşıyor. Lütfen burada neler olup bittiğini ülkenizin en önemli medyalarını bilgilendirerek bize yardımcı olun. Afganistan dışındaki sesimiz olun. Sesimizi desteklemek için film yapımcılarınızı ve sanatçılarınızı etkileyin: Bu savaş bir iç savaş değil, bu bir vekalet savaşı, bu empoze edilmiş bir savaş ve ABD’nin Taliban ile yaptığı anlaşmanın sonucudur. Lütfen bu gerçeği medyalarınızla paylaşın ve sosyal medyalarınızda hakkımızda yazın. Dünya bize sırtını dönmemeli. Afgan kadın, çocuk, sanatçı, film yapımcıları adına desteğinize ve yardımınıza ve sesinize ihtiyacımız var. Bu destek şu anda ihtiyacımız olan en büyük yardım olacaktır. Gözlerim hala parlıyor demek ki savaşıyorum.”

Sahraa Karimi’nin Slovakya’da eğitim gördüğü için oraya tatile geldiğini ve dönüşte Türkiye’ye de uğradığını, zaten İstanbul’da yaşayan bir teyzesi olduğunu anlatan Alin Taşçıyan, Karimi’nin önemli bir yönetmen olduğunu, daha önce Adana’daki film festivaline de katıldığını belirterek şöyle konuşuyor:

“Kendisi bir devlet şirketi olan Afgan Film’in başında. Sahra’nın uzun metrajlı filmi ‘Havva, Meryem, Ayşe’ Cannes’daki film festivalinde Ufuklar bölümünde yarıştı, hatta filmiyle ilgili olarak Angelina Jolie bir destek yazısı yazdı. Daha önce de belgeseller çekmişti.

Reuters: Türkiye, Kabil Havalimanı’nı koruma planını iptal etti

“PES ETMİYORDU, DİRENİYORDU”

Karimi’yle 2015’te Dakka’daki film festivalinde tanıştığını ve Sahraa Karimi’nin “yumuşak, dirençli, akıllı, duygusal bir kadın” olduğunu söyleyen Taşcıyan; onun için çok korktuğunu ve endişeli olduğunu vurguluyor:

“Afgan Film’e Taliban’ın yaptığı bir saldırıda iki genç kadın öldürülmüştü ona çok üzülmüştü. Pes etmiyordu, direniyordu ama nereye kadar. İstanbul’a geldiğinde Afganistan’da artık film yapma imkanlarının kalmadığını, yapımcıların, yönetmenlerin, oyuncuların herkesin Afganistan’ı terk ettiğini söylüyordu.”

TAŞÇIYAN, INDEPENDENT TÜRKÇE ARACILIĞIYLA BİR ÇAĞRI DA YAPIYOR:

“Bir an önce bütün Afgan halkı, en azından ülkeyi terk etmek isteyenlere izin verilsin, onlar özgürlüğüne kavuşsun. Hiç olmazsa başka ülkelerde yaşam şansları olmalı bu insanların. Çünkü Taliban gibi bir güce güvenilmez, intikam almayacağız diyorlar ama halkına karşı intikamı bir seçenek olarak gören bir güce nasıl güvenilir ki? Önce başlarındaki hükümet, sonra da bütün dünya onları yalnız bıraktı. Bundan hepimiz utanmalıyız.”

Taliban Sözcüsü A Haber’e konuştu: Türkiye ile parasal yardım veya işbirliği için yakın olmak isteriz