Adnan Oktar davasında 11 bin 400 sayfalık gerekçeli karar açıklandı. Adnan Oktar ve grubuna yönelik görülen davada 14 sanığa ayrı ayrı 9 bin 803'er yıl hapis cezası veren mahkeme gerekçesinde, Oktar'ın silahlı suç örgütü üyelerine kendisinin mehdi olduğuna inandırmaya çalışarak, örgütteki tek otorite haline geldiğini bildirdi. 

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce açıklanan 11 bin 400 sayfalık gerekçeli kararda örgütün kuruluşu, faaliyetleri ve sanıkların eylemleri anlatıldı. Kararda, duruşma sırasında mahkemeye sunulan videolar ve ses kayıtlarına da detaylı bir şekilde yer verildiği görüldü. 1 ay içinde hazırlanan gerekçeli kararda dava kapsamında 18 bin 931 lira tebligat, bin 190 lira bilirkişi, 3 bin 500 lira posta ve 297 bin lira 755 lira da diğer giderler olmak üzere toplamda 321 bin 376 lira harcandığı ifade edildi.

ALEYHTE TESPİTTE BULUNULAN KAMU GÖREVLİLERİ KORKUTULMAYA ÇALIŞILDI

Soruşturma ve yargılama aşamasında görev yapan emniyet personelini, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nı, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nü, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı müfettişleri gibi örgüt aleyhinde tespit ve değerlendirmelerde bulunan neredeyse tüm kamu görevlilerine karşı örgüt olarak asılsız ithamlarda bulundukları vurgulandı. Örgütün bu eylemini korkutma-sindirme-baskılama amacıyla ve ilgili kurumların disiplin birimlerine suç duyurusunda yaptıkları gerekçeli kararda belirtildi.

ÖRGÜTÜN GERÇEK YÜZÜ ORTAYA KONULMUŞTUR

Örgüt üyelerinin sosyal medya hesaplarından hedef aldığı kişilerle ilgili karalama ve itibarsızlaştırma kampanyalarının yapıldığı anlatılan gerekçeli kararda "Örgütün bu korkutucu gücünü yargılamamız sırasındaki iş ve işlemlerde görev yapmış kamu görevlilerine karşı da kullanmak istediği ancak soruşturma ve kovuşturma safhasındaki iş ve işlemlerde görev yapmış kamu görevlilerin kararlı duruşu sayesinde yargılama sonunda örgütün gerçek yüzü tüm çıplaklığıyla ortaya konulmuştur" ifadeleri kullanıldı. Kararda yargılamayı etkilemek için örgütün yıldırma politikaları izlediği belirtilerek "Ayrıca yargılamayı yürüten mahkeme heyetimize karşı da benzer faaliyetlerde bulunacağı beklenen bir gerçektir" denildi. Gerekçeli kararda, Oktar'ın sözde mehdiliğine ilişkin tespitler de yer aldı: "Üyelerinin dini ve manevi anlamdaki zaaflarını kullandı. Mehdiyet meselesini örgüt üyelerinin üzerinde baskı aracı olarak kullandı. Böylece hakimiyet kurarak, örgüt içinde kendisinin sorgulanmasını, eleştirilmesini engelledi. Kendisini örgütteki tek otorite haline getirdi."

NE OLMUŞTU?

Mahkeme 11 Ocak'ta davayı karara bağlayarak Adnan Oktar, Tarkan Yavaş, Bora Yıldız, Mehmet Noyan Orcan, Halil Hilmi Müftüoğlu, İbrahim Tuncer, Ulviye Didem Ürer, Alev Babuna, Merve Büyükbayrak, Aylin Atmaca, Sinem Hacer Tezyapar, Yeliz Sucu, Ayşegül Hüma Babuna ve Fatma Ceyda Ertüzün'ün aralarında bulunduğu 14 örgüt yöneticisi sanığın ayrı ayrı 9 bin 803 yıl ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermişti. Heyet, sanıklardan üçünün tüm suçlardan beraatine hükmederken diğer sanıkların ise değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılmalarına karar vermişti. Ayrıca kararda suç örgütüne ait olduğu belirtilen taşınmazlar, araçlar, ziynet eşyaları, paralar, Dragos'taki villada bulunan güvenlik kameralarının müsaderesine karar verilmişti.
Muhabir: Alp Yanardağ