Adli Tıp’tan Metin Lokumcu kararı: Ölümünde biber gazının etkisi var

Yayın tarihi: 18 Aralık 2020 Cuma 11:53 pm - Güncelleme: 18 Aralık 2020 Cuma 11:53 pm

2011 yılında bir eylemde polis müdahalesinden etkilenerek yaşamını yitiren Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin hazırlanan adli tıp raporunda; Lokumcu’nun ölümünde biber gazı maruziyetinin etkili olduğu belirtildi.

31 Mayıs 2011 tarihinde Artvin’in Hopa ilçesinde dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın kent gelişi sırasında düzenlenen protestolara katılan emekli öğretmen Metin Lokumcu, polis müdahalesi sırasında yaşamını yitirdi.

Bianet’ten Ayça Söylemez’in haberine göre Lokumcu’nun ölümüne ilişkin hazırlanan soruşturma dokuz yıl sonra tamamlandı. Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede Lokumcu’nun biber gazı etkisiyle hayatını kaybettiği kaydedildi. Lokumcu’nun avukatı Meriç Eyüboğlu, otopsi sırasında toplumsal olaylarda kullanılan gazlarla ilgili inceleme yapılmadığından Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) buna dair bir tespit için rapor talep etti.

Raporda, “Kişinin ölümüne neden olacak düzeyde bir kalp hastalığı ya da KOAH düzeyinde bir akciğer hastalığı olmadığı, otopsi rapor sonucunda bildirildiği gibi kendisinde mevcut bir hastalık sonucu ölmediği tespit edilmiştir” denildi. TTB, raporunda “Ölüm ile kimyasal gaza maruz kalma arasında nedensellik ilişkisi olduğu kanaatini bildirir değerlendirme raporudur” ifadelerini kullandı.

Bu raporun ardından değerlendirme yapan Adli Tıp Genel Kurulu da benzer bir sonuca ulaştı.Dosyada yer alan 24 Mayıs 2012 tarihli Adli Tıp raporunun sonuç bölümünde şu ifadeler yer aldı:

“Kronik kalp damar hastalığı bulunan kişinin ölümünün kendisinde mevcut kalp damar hastalığının olayın efor ve stresi ile aktif hale geçmesi sonucu meydana gelmiş olduğu, yakın mesafeden yoğun olarak ortho chlorobenzalmalononitrilo CS gazına maruziyeti olduğunun kabulü halinde, bu maruziyetin de kendisinde mevcut kalp- damar hastalığının aktif hale geçmesinde efor ve stres faktörüne, ilave faktör olarak kabul edilmesi gerektiği kararı oy birliği ile mütalaa olunur.”

Bu raporu değerlendiren avukat Eyüboğlu, bunun benzer davalarda da emsal olabileceğini söyledi. Davanın ilk duruşması ise 24 Aralık’ta Hopa Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılacak.