Adli Tıp Uzmanı Hakan Kar: Önceden balçık hazırlanmış, bir yuva yapılmış

Yayın tarihi: 16 Eylül 2024 Pazartesi 10:50 pm - Güncelleme: 16 Eylül 2024 Pazartesi 10:50 pm

Haber: Haber Merkezi

Diyarbakır’da cinayete kurban giden 8 yaşındaki Narin Güran’ın cinayeti henüz aydınlatılamadı. Adli Tıp Uzmanı Hakan Kar, Narin Güran cinayeti dosyasına dair gözlemlerini paylaştı. Kar, “Önceden balçık hazırlanmış. Balçıkta bir yuva yapılmış” dedi.

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 21 Ağustos’ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeni 19 gün sonra evinin 1 kilometre uzağındaki Eğertutmaz Deresi’nde çuval içine konulmuş üzeri taş ve çalılarla örtülmüş halde bulundu.  Narin Güran soruşturmasında 11 tutuklu ve 3 gözaltı var ancak hala katil belli değil.

Adli Tıp Uzmanı Hakan Kar, Narin Güran cinayeti dosyasına dair gözlemlerini TELE1’de paylaştı.

İlk arayan arama ekiplerinin çok profesyonel olmadığını düşündüğünü belirten Kar, “İki tane arama ekibi aynı yerde iki defa arama yapmış ve bulunamamıştı. Sonra Ankara’dan gelen daha profesyonel bir ekip üçüncü aramada bulabildi Hatta ilk başta herkes Nevzat’ın itirafçı olduğunu düşünüyordu ancak Nevzat’ın aslında çocuk bulunduktan sonra bütün her şeyi anlattığını öğrendik. Yani ilk iki ekibin görevlerinde çok başarılı olduğunu söyleyemeyeceğiz.” diye konuştu.

Narin Güran cinayetinin tutuklusuyla aynı adı taşımak istemedi, mahkemeye başvurdu

‘BALÇIKTA BİR YUVA YAPILMIŞ’

Narin’in cansız bedeninin nasıl bulunduğunu anlatan Kar, şunları söyledi:

“Burada sadece çuval içinde dere yatağına konup üzerine taş konmuş değil. Bakın önceden balçık hazırlanmış. Balçıkta bir yuva yapılmış eşyaların tamamı, bütün üzerindeki giysiler, ayakkabısı yani terliği, çantası çantasının içinde Kur’an kursundan gelen notları dahil dışarıda
hiçbir delil kalmayacak şekilde aynı zamanda ayağa kopmuş bir halde.

Suyun debisi yaklaşık yani yüksekliği 1 metreydi. Suyun debisi düşürüldükten sonra yaklaşık 50 santime kadar düştü ama 50 santimde dahi cenaze balçığın içine yerleştirilmiş halde üzerinde 10-15 kilogramlık taşlar onun üstünde üstünde de ağaç dallarıyla gizlenmiş bir haldeydi. Yani yüzeye çıkan kısmı taşın üst kısmı ve dallar kısmı yüzeye çıkmış durumdaydı. Ama hala çuval taşların altında ve cenazede çuvalın içindeydi. Koku köpeklerinden ziyade ellerinde 2 metrelik metal çubuklarla. Bu bir prosedür yan yana dizilir 2 metre aralarla jandarmalar balçık zemine ellerindeki şişleme tabirini kullanıyor.

‘AİLE KOKU KÖPEKLERİ ALMASIN DİYE GÖMME YOLUNA GİTMEDİ’

Üçüncü gelen ekip Ankara’dan gelen ekip gerçekten bu iş için eğitilmiş bir ekip ve o ekibin bulduğu söyleniyor. Yoksa koku köpeklerinin suyun altındaki üzerinde taş olan bir şeyde veya 50 santim suyun içerisinde koku alması zor. Zaten aile koku köpekleri almasın diye gömme yoluna gitmedi. Gömemedi. Jandarma köyü çevirmişti, ceset ellerinde bir gün kaldı ve bir sürü telefon trafiği oldu ‘Nasıl kurtulalım? diye. Hatta ahırda bir eşeleme çalışması yapıldı bundan vazgeçildi.

Adli tıbbi olarak cinayetlerde cesetten kurtulma yöntemi en delilleri de yok eden kurtulma yöntemi ya yakmadır ya da ağırlık bağlayıp suyun altına atmadır. Gün geçtikçe suyun altında deliller kaybolacaktır. Özellikle biyolojik materyaller vücut sıvıları DNA’lar. Bunlar yavaş yavaş gün geçtikçe kaybolacaktır Ayrıca üzerine taş konup çuvalın içine de taşla ağırlaştırdığınızda ceset su yüzüne çıkamayacağı için cesedin uzun süre bulunamayacağını planlamışlar. Ayrıca bu günler geçti 19. gün bulununca elimizde çok çok az delil kaldı maalesef.”

Kaynak: HABER MERKEZİ