Haber

Adalet Bakanı Tunç'tan Atalay, Demirtaş ve Kavala açıklaması

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala hakkındaki AİHM kararıyla ilgili konuştu. Can Atalay konusuna da değinen Tunç "Türkiye'de yargı her zamankinden daha bağımsız" iddiasında bulundu.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CNN TÜRK'te gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala hakkındaki AİHM kararıyla ilgili konuşan Tunç, Türkiye'nin AİHM kararlarına uyma oranının yüzde 89 olduğunu iddia ederek "AİHM'nin bu davalara (Kavala-Demirtaş davası) siyasi yaklaşıyor" ifadesini kullandı. Can Atalay'ın durumuyla başlayan yargı krizine ilişkin de konuşan "Türkiye'de yargı her zamankinden daha bağımsız" iddiasında bulundu. Tunç "Türkiye yargı gücünde 116. sıralarda değil. Çok daha üst sıralarda. Dünyada hakkaniyeti savunan bir ülkeyiz" diye konuştu. AYM'ye bireysel başvuru için de yeni bir komisyonun oluşturulacağını söyleyen Tunç "AYM bir karar verdi, tazminat komisyonu oluşturuyoruz. Vatandaş AYM'ye gitmeden önce Adalet Bakanlığındaki bu komisyona başvuracak" diye konuştu. https://tele1.com.tr/fazla-zenginlik-insana-zarar-veriyor-diyen-hulya-avsara-ozgur-demirtastan-yanit-992130/ Tunç'un açıklamaları şöyle:

8'İNCİ YARGI PAKETİ

"Henüz taslak aşamasında. Son şekli verilmek üzere. Uzun süredir çalışma gerçekleştiriyoruz. Cevdet Yılmaz başkanlığında değerlendirdik. Yakın zamanda vekillerimize sunulacak. Takvim çok uzamaz. Meclis ara vermeden, Şubat sonu gibi Meclis'te görüşülür. Çok sayıda kanunda değişiklik yapılıyor. Uyum düzenlemeleri var. Toplumda cezasızlık algısı yaygın. Bunu ortadan kaldıracak düzenlemeler var. İki yıl ceza alan biri bunun koşullu salı verilmesi bunun yarısıdır. Bazı suçlarda dörtte üçtür. 2 yıl ceza alan biri 1 yıl sonra koşullu salıverilme süresi dolar. Denetimli serbestlik de 1 yıl. Öyle olunca hiç cezaevinde kalmamış olur.

DENETİMLİ SERBESTLİK DÜZENLEMESİ

1 Yıllık denetimli serbestlik yerine oran getirmek istiyoruz. 2 yıl ceza almışsa en az 5 ay cezaevinde kalsın istiyoruz. Ceza ile oranlı denetimli serbestlik getirilsin istiyoruz. 3 yılı da geçmesin. Bizimki taslak çalışması. Meclis'e gidince meclis grubu da muhalefet ile görüşüyor. Toplumun genelini ilgilendiren siyasi tarafı olmayan konular bunlar. Meclis'e gidince komisyonlarda tartışılıyor. Parti temsilcileri ile tartışılıyor ve karara bağlanıyor. Bir takım değişiklikler olabiliyor. En doğru kararı verebilmek en önemlisi. Başka düzenlemeler de var. 70'e yakın madde. Temyiz süreleri bunlardan biri. Farklılık arz ediyor bu süreler. Tamamını standarda bağlıyoruz. 2 hafta diyoruz. Sadeleşme olmuş olacak. Hukuk profesörleri ile çalıştık. Bir kısmı tebliğden bir kısmı yüze karşı okunmadan başlıyor bu ayrımı da kaldırdık.

'TAZMİNAT KOMİSYONU OLUŞTURUYORUZ, VATANDAŞ AYM'YE GİTMEDEN ÖNCE BAŞVURACAK'

AYM bir karar verdi, tazminat komisyonu oluşturuyoruz. Vatandaş AYM'ye gitmeden önce Adalet Bakanlığındaki bu komisyona başvuracak. İnfaz kanunlarında geçmişte de değişiklikler yapıldı ve bu uygulanmalarda da zorluklara neden oluyor. Tekrar tekrar suç işleyenler var. Denetimli serbestliklerdeki oranlarda öneriler var. Burada haklı yaklaşım da var. Bu talebi de değerlendiriyoruz. Yasama, yürütme yargı... Buralarda güvenin zedelenmemesi gerekiyor. Bir davanın iki tarafı var. Bir taraf kazanıyor bir taraf kaybediyor. Yargıya güveni yüzde yüzden başlatırsak yanlış sonuca ulaşabiliriz. Güven veren adalet sloganda kalmasın diye önemli çalışmalarımız oldu. TBMM'de bunlar büyük uzlaşma ile geçti. Bunlar siyasi niteliği olmayan metinler. Tamamı yenilendi. Mevzuatın ihtiyaca cevap vermesinde eksikliğimiz yok. Fiziki mekanlarda sıkıntımız yok. Burada da en ileri ülkelerdeniz.

'KASITLI PROPAGANDA YAPILIYOR'

Hakim ve savcılarımızın daha donanımlı olması için çalışmalar yapıyoruz. Hatalı karar ilk derecede verilince infial uyanabiliyor ama bu hatalı kararlar 24 bin hakim arasında birkaç tane oluyor. Burada basını bilgilendirmek lazım. Bazı dosyaların içeriği bilinmeden kulaktan dolma yayılıyor. Kamuoyunu bilgilendirmek lazım. Yargıya güven konusunda kasıtlı propaganda yapılıyor. Kürsüye çıkanlar yargıya yönelik eleştiri yapılıyor. Hukuka güven endeksi diye çalışmaları var. Bunu öne sürüyorlar. Türkiye'nin yargıya gücünde dünyada 116. sırada olduğunu söylüyorlar. Bu bilgi hatalı. Türkiye demokrasi bakımından, seçimler bakımından en önde gelen ülkeler arasında. Yargıyı yıpratan açıklamalara itibar etmemek lazım. Türkiye'de yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü her zaman tartışıldı ve her zamankinden daha bağımsızdır yargı. Bugünkü yargımızla gurur duymalıyız. Darbecileri yargılaması gerekenler darbe mağdurlarını yargılayıp başbakanı idam etti. 18 yaşından küçüklerin yaşını büyüterek idam etti. Darbe mağdurlarını daha da mağdur ettiler. 15 Temmuz'da darbecilere karşı ilk harekete geçen yargı oldu. Tutuklama kararları verildi, darbeciler yargılandı. Türkiye 116. sıralarda değil. Çok daha üst sıralarda. Dünyada hakkaniyeti savunan bir ülkeyiz.

'AİHM KARARLARINA UYMA ORTALAMAMIZ YÜZDE 89'

Demirtaş, Kavala kararı gündeme getirilerek eleştiriye maruz kalıyoruz. Avrupa İnsan Hakları kararına tüm ülkeler bakımından 34 bin ihlal kararı var. 25 bin 407 karara tüm ülkeler bakımından uyulmuş. Tüm ülkelerin uyma ortalaması yüzde 79. 4374 ihlal kararı var. Türkiye'nin kararlara uyma ortalamamız yüzde 89. Tüm ülkelerinkinden fazla. 2012'den bu yana Türkiye için mahkemeye 90 bin başvuru var ve 1054 ihlal kararı verilmiş. Türkiye için mahkemeye 90 bin başvuru var ve 1054 ihlal kararı verilmiş

'AİHM SİYASİ KARAR VERİYOR'

AİHM'nin bu davalara (Kavala-Demirtaş davası) siyasi yaklaşıyor. Kararı ortaya çıkaran deliller hukuki açıdan değerlendirmiyor. Türk yargımız bu davalardaki kararlar Yargıtay'dan geçmiş olan kararlar.

CAN ATALAY AÇIKLAMASI

Anayasamızda yüksek mahkemelerimiz var. AYM de yüksek mahkemeler kısmında sayılıyor. Hepsinin görev alanları belli. AYM, Yargıtay arasındaki görüş farkı sebebi anayasamızın bazı maddelerinin son değişikliklerle bireysel başvuru ile birtakım sorunlar ortaya çıktı. Kanun koyucu sorun çıkmasın diye hükümler de koymuştu. Anayasada vekillerin tutukluluğu konusunda suçüstü olan ağır cezalık suçlar hariç deniyor. Atalay'ınki seçimden önce başlayan bir dava. Anayasal düzene karşı suçlar Atalay'ınki. Bu suçlar kanunla düzenlenmiş. Terör suçları şu şu maddelerdir deniyor. AYM diyor ki Anayasa'nın 14. maddesindeki suçlar belirsiz diyor, Yargıtay da bu suçlar düzenlenmiştir diyor. Daha önce de uygulamaları var zaten diyor. 83 ve 14. maddesini uygulanmaz hale getiriyorsunuz diyor. Kanunlar arasında farklılık var. Bunu da meclis düzeltebilir. Vatandaşlarımıza "Seçimden önce işlenen bir terör suçu dokunulmazlık kapsamında olsun mu olmasın mı?" sorusunu soruyoruz. Anayasa olamaz diyor. Bu suçun neler olduğunu yazmanız lazım diyor, Yargıtay da var diyor.

'SÜPER BİR UYGULAMA OLUR'

İki mahkememizin de yıpratılmaması lazım. AYM kararları kadar Yargıtay kararları da bağlayıcıdır. Verilen bir karar noktasında iki mahkememiz anayasa maddelerini farklı yorumluyor. Sorunun kaynağı anayasa. 184 kez değişiklik yapıldı. AYM'nin yapısında adliye mahkemelerinde verilen kararların da gitmesini sağlarsanız süper bir uygulama olur. 'AYM'ye gelen bireysel başvuruları Yargıtay ve Danıştay'dan gelen üyeler incelesin' diye bir hüküm olabilir. HRANT DİNK CİNAYETİ 90'lı yıllar boyunca gazeteci cinayetini yaşadık. Hrant Dink cinayeti ile de acı yaşadık. Tetikçi 18 yaşından küçük olduğu için çocuk statüsünde yargılandı. 22 yıl ceza aldı. İnfaz süresini tamamlayınca oradaki iyi halli olmaması gerekçesi ile, oradan da ceza aldı. 24 yıla varan cezası oldu. Denetimli serbestlikten de yararlanmadı. Lehe olan hükümlerden yararlanmadı. İnfaz süresini tamamlayınca da tahliye oldu. FETÖ'den dolayı bir dava daha açılmıştı. O yargılamada da hüküm verildi. Samast'ın dosyası ile ilgili yeniden suç duyurusunda bulunuldu. Terör örgütüne yardım ve yataklıktan yargılamaları devam ediyor. Tekrar cezaevine girmesi yargılamanın vereceği karar. Böyle bir karar da olabilir."