Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, Uğur Deniz Yılmaz'ın MasterChef programında canlı yayında ağlatılarak özür diletilmesinin ardından Acun Ilıcalı'ya sert ifadelerle yüklendi. Zeyrek, Acun Ilıcalı'nın MasterChef programı için AKP Bursa Büyükşehir Belediyesi'nden aldığı parayı açıkladı.
Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, Uğur Deniz Yılmaz'ın MasterChef programında canlı yayında ağlatılarak özür diletilmesinin ardından Acun Ilıcalı'ya sert ifadelerle yüklendi. https://tele1.com.tr/akpli-belediyenin-masterchef-icin-odedigi-para-dudak-ucuklatti-277967/ Deniz Zeyrek, Acun Ilıcalı'nın MasterChef programı için AKP'li Bursa Büyükşehir Belediyesi'nden aldığı parayı açıkladı.İŞTE DENİZ ZEYREK'İN YAZISI:
Uğur Yılmaz Deniz, aradan geçen 8-10 yıl boyunca büyümüş, olgunlaşmış o “küfürbaz” profilinden uzaklaşmış görünse de geçmişteki ağır mesajları nedeniyle yarışmadan diskalifiye edilebilirdi. Edilmeliydi ve edildi de… Ancak ilgili şirket, olay ortaya çıktıktan sonra yarışmacıyla “anında” yolları ayırıp yoluna devam edebilecekken, bir hafta boyunca Uğur Yılmaz Deniz'i yarıştırmaya devam etti. Bununla da yetinmedi, yollarını olay ortaya çıktıktan 10 gün sonra eleme gününde canlı yayında ayırma yolunu seçti. Yarışmanın juri üyeleri güya “sorumlu yayıncılık” çerçevesinde, kamera karşısında adeta “mahkeme heyeti” gibi konumlanarak ahlak dersi verdi. Sosyal medyada zaten linç yemiş, taşlanmış ve pişman olmuş yarışmacıyı reyting uğruna bir de canlı yayında linç etmeyi, ağlatmayı, özür diletmeyi seçtiler. https://tele1.com.tr/tv8e-boykot-sonuc-verdi-reytingler-cakildi-278141/ ★★★ O anı izlerken aklıma ilk gelen cümle “Uğur'a ilk taşı günahsız olan atsın” oldu. Uğur Yılmaz Deniz'e ilk taşı, attığı her adımla ahlak konusunda “abideleşen” biri olarak kanalın patronu Acun Ilıcalı atabilir mesela. Ahlak abidesi derken, haşa özel yaşamını kastetmiyorum. Neyi mi kastediyorum? Mesela yarışmayı Adana'da Bursa'da çekmek için astronomik rakamlar almasını kastediyorum ve işi Adana'da ayrı, Bursa'da ayrı tarifeyle yapmasını… Yani “şehri tanıtım ücreti” olarak Adana'daki CHP'li belediyeden 340 bin TL alırken, kanalın merkezinin bulunduğu İstanbul'a daha yakın, lojistiği daha uygun olan Bursa'daki AK Partili belediyeden 600 bin TL almasını… Aradaki “küçük” farka bakar mısınız? 260 bin TL! Kamunun, tüyü bitmemiş yetimin kaynaklarını “tutturduğuna” göre almak ne büyük ahlaki meziyettir değil mi? Kim bilir gittikleri diğer şehirlerde hangi tarifeleri uyguladılar. Acun Ilıcalı'yı sosyal medyada muhalefet mensuplarına, gazetecilere, aydınlara, kadınlara kesintisiz bir şekilde hakaret eden, küfretmekten çekinmeyen, hatta tehditler savuran trollerin, robot hesapların yöneticisi ya da finansörü olan “saygın” kişiler ya da kurumlar izleyebilir. Peşi sıra, en bariz en galiz hakaret sözcüklerini konuşma metinlerine serpiştiren, resmi kürsülerden rakip partilerin yöneticilerini, kendilerine destek vermeyen toplum kesimlerini hedef alan siyasetçiler geçebilir mesela. Şimdiki taş atma sırasını ise Rize'nin Fındıklı İlçesi'nde sırf üzerinde Atatürk yazıyor diye park tabelasının 7 bin liralık maliyetini belediye başkanına zimmet yazmak isteyen ama 260 bin TL Acun Ilıcalı Bey'e verilince kayıtsız kalan devletimize veriyorum. Şimdi bir düşünün, Uğur Deniz Yılmaz'a taş atma kuyruğuna siz kimleri eklemek istersiniz? YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN
Muhabir: Alp Yanardağ