Abdullah Gül’den Başkanlık sistemine ve AKP’ye sert eleştiri

Yayın tarihi: 2 Ağustos 2022 Salı 8:52 am - Güncelleme: 2 Ağustos 2022 Salı 8:52 am

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gazeteci Mehmet Ocaktan’a seçim, ekonomi ve AKP’nin politikaları hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Muhalefetin parlamenter sistem hakkında yaptığı çalışmalara değinen Gül “Parlamenter sistemle ve temel siyasi, hukuki konular hakkında yaptıkları açıklamalara baktığımda doğru, ileri demokrasilere yakışan ilke ve prensipleri ortaya koyduklarını görüyorum ” dedi.

 

AKP kurucularından Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı yapan ve Türkiye’nin 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Karar gazetesi yazar Mehmet Ocaktan’a konuştu. Gül açıklamalarında AKP’ye eleştirilerde bulunarak “Ak Parti’nin ilk döneminde bütün bürokraside mesleklerinde yetişmiş insanlarla çalıştık. Şimdi sapma görüyorum. Artık önemli makamlarda kariyerinden çok siyasi geçmişi öncelikli insanlar var.” dedi.

2023 seçimleri hakkında da konuşan Gül “Seçim için popülist politikalar yapılır, yanlış harcamalar içerisine girilirse gelecek nesilleri etkileyecek bir durum ortaya çıkar. Kim iktidar olursa olsun Türkiye dünyadan daha da kopar. Hepimiz kaybederiz.” ifadelerini kullandı.

İşte Mehmet Ocaktan’ın yazısının ilgili bölümü:

Sonuçları itibariyle çok olumsuz bir tablo görünüyor fakat sizce Türkiye’de başkanlık modeli gerçekten doğru uygulanabilir miydi? Sistemin geride kalan 4 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Cumhurbaşkanı olduğum dönemde parlamenter sistemin Türkiye için daha uygun olduğunu hep söyledim. Ama kategorik olarak da başkanlık sistemine karşı olmadım. Bugünkü anayasa yapılırken aslında bütün kuvvetler bir elde nasıl toplanır amacıyla yapıldı ve böyle bir arzuya karşı bu anayasa dizayn edilmiş oldu. Dolayısıyla böyle bir anayasa yapılırken Türkiye’nin en iyi hukukçularının, en iyi anayasacılarının çalışarak ortaya çıkardığı bir belge olmadı. Elbette bu çok üzücü. Çünkü anayasa en üst, kuşatıcı ve bağlayıcı bir belgedir. Anayasalar sadece bir dönemi, bir kişiyi ilgilendiren değil, ondan sonraki dönemleri, iktidarları, yönetimleri de bağlar. Getirdiği yetkileri anayasayı yapanlardan sonrakiler de uygulayacağı için çok dikkatli ve evrensel kriterleri esas alarak yapılması gerekirdi.”

Abdullah Gül’den enflasyon yorumu

Bunun yanında muhalefet parlamenter sistem ile ilgili çalışmalar ve açıklamalar yapıyor, nasıl görüyorsunuz?

“Parlamenter sistemle ve temel siyasi, hukuki konular hakkında yaptıkları açıklamalara baktığımda doğru, ileri demokrasilere yakışan ilke ve prensipleri ortaya koyduklarını görüyorum ve çalışmaları çok değerli buluyorum. Ama önemli olan bunların gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği.”

BÜROKRASİDE YANLIŞLAR ÇOĞALDI

Başbakanlık, dışişleri bakanlığı ve cumhurbaşkanlığı görevlerinde yer aldığınız AK Parti iktidarları 2011 yılına kadar çok önemli başarılara imza attı. AK Parti’ye karşı olanlar da, herkes, bunu takdir ediyor. Ancak bir süredir bu trend kaybolmuş durumda. Bunun sebebi sizce ne olabilir?

“AK Parti’nin kuruluş çalışmalarına, belgelerine, seçim beyannamelerine, ilk hükümet programımızdaki demokrasi, hukuk, ekonomi, insan hakları ve dış politika konularına bakışımıza baktığımızda ben bunların hâlâ taze ve Türkiye için geçerli olduğuna inanıyorum. En büyük ayrıcalığımız da her makamda ve mevkide liyakatli insanlarla çalışmamız oldu. Demokrasilerde sizin dünya görüşlerinize uygun kişileri kurallar çerçevesinde en üst makamlara getirmek sizin hakkınız oluyor ama liyakat esası çerçevesinde olmak şartıyla. Bizim ilk dönemde yaptığımız şey de buydu. O zaman bütün bürokraside kariyer mesleklerinde yetişmiş, başarılarıyla dikkat çekmiş kişileri getirdik ve onlarla çalıştık. Onlar da hep doğruları yaptılar. Başarımızda bürokrasinin büyük katkısı oldu. Doğrusu sapmayı burada görüyorum. Artık önemli makamlarda mesleki kariyerinden çok siyasi geçmişi öncelikli insanlar var.”

Kariyeri, liyakati önemsiyorsunuz ama normalde AK Parti iktidara gelirken beklenti şuydu; “İşte bunlar gelecekler, her tarafı birtakım İslamcılarla dolduracaklar, başkalarına kapıları kapatacaklar.” Böyle bir kanaat vardı. Oysa dediğiniz gibi AK Parti o dönemde hakikaten işin ehli kimse, liyakat sahibi kimse onları daha çok göreve getirdi ve başarı da galiba biraz buradan. Şimdi o yol biraz tahrip oldu gibi.

“Yönetimde genel olarak şöyle iki tarz vardır; birincisi, siyasetçi bir konuda nihai kararı vermeden önce o hususu kapsamlı bir şekilde kendi bürokrasisi en detaylı şekilde çalışır ve dosyayı siyasetçinin önüne getirir, ona göre karar verirsiniz. Başka bir yöntem de siz siyasetçi olarak bir konu hakkında talimat verirsiniz, aşağıya da onun doğruluğunu yanlışlığını hiç tartışma hakkı vermezsiniz, onlar da sadece o işi kılıfına uydurur. Şimdi böyle olursa yanlışlar çok olmaya başlar. Verimli mi değil mi, önceliği var mı yok mu, bu tip yanlışların çoğaldığını görüyorum.”

Seçim geliyor, diyelim ki Erdoğan’ın yerinde siz olsanız, baktınız ekonomi bu denli kötüye gidiyor, bu şekilde bu durumdan çıkamam dersiniz herhalde?

“Benim yapacağım iş, finans ve iş çevrelerinin, herkesin ‘Helal olsun çok doğru insanları buldu ve göreve getirdi’ diyebileceği bir ekibi kurmak olur ve bu ekibin de kararlı şekilde çalışması için müsaade eder, yetkiyi veririm. Şimdiye kadar dünyada enflasyon sorunu ilk defa yaşanmıyor ki, iktisat tarihine bakıldığında hangi ülkeler nelerle karşılaştı, ne makaleler yayınlandı, ne teoriler var, daha önce enflasyonla nasıl mücadele edildi ve nasıl bu durumlardan çıkıldı, bütün bunları bilen sağlam bir ekibi iş başına getiririm ve arkasına da siyasi gücü koyarım. Siz bunu deklare edin, inanın enflasyon bugünden düşmeye başlar. Siz iş adamı olsanız ve inansanız ki bir sene sonra her şey çok iyi olacak, bugün ne yaparsınız? Yarışa girersiniz, yeter ki bir sene sonra her şeyin iyi olacağına inanın. Yoksa teknik bir sürü buluşlarla, onun külahı buna bunun külahı ona, bunların hepsi pansuman şeyler, bunların hepsinin yan etkileri var, büyük ayrı problemler ortaya çıkarıyor. Bir problemi kapatayım derken başka bir yerden açık veriyorsunuz. Ama asıl olması gereken sade şekilde enflasyonla mücadele edeceğim diye programı ilan edip bunu da çok kararlı şekilde uygulamak. Bunları sadece seçim kazanıp kaybetme kaygısının da ötesinde Türkiye’nin geleceği açısından bakmak lazım. Çünkü eğer doğru işler yapılmaz, gelecek yılki seçim için popülist politikalar yapılır, yanlış harcamalar içerisine girilir ve ekonomik göstergeler açık gizli çok daha negatif durumlara gelirse, Türkiye’nin gelecek nesillerini etkileyecek bir durum ortaya çıkar. Kim iktidar olursa olsun Türkiye dünyadan daha da kopar ve geriye düşer. Toparlanması da daha zor ve maliyetli olur. Türkiye kaybeder, gelecek nesiller, hepimiz kaybederiz.”

Abdullah Gül, Gezi kararına tepki gösterdi: Türkiye’ye büyük kötülük

 

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ