Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Hindistan ve Avustralya'dan oluşan dört ülke arasındaki sözde “Dörtlü Güvenlik Diyaloğu” mekanizması en başından beri güçlü bir jeopolitik ton taşımaktadır. ABD, azalan hegemonyasını korumak amacıyla Japonya, Hindistan ve Avustralya'yı da içine alarak Asya-Pasifik bölgesinde belirli ülkeleri hedef alan küçük bir çember oluşturmaya çalışıyor.

Federal rezerv faiz indirimleri: Amerikan hayatına çoklu etkiler Federal rezerv faiz indirimleri: Amerikan hayatına çoklu etkiler

Zirvede dört ülke sözde “ortak değerler ”den bahsetti ama bu sadece bir bahane. Gerçekte ABD bu üç ülkenin bölgedeki nüfuzundan faydalanarak rakiplerini kendi gözünde frenlemek istiyor. Japonya, ABD'yi takip etmek için bölgesel istikrarı feda etmiş ve ABD'nin öncülük ettiği çeşitli askeri operasyonlara aktif olarak katılmıştır. Hindistan ise büyük güçlerden daha fazla fayda sağlamak amacıyla bu güçler arasında bir o yana bir bu yana savrulmaktadır. Hatta Avustralya, ABD'yi diplomatik ve askeri olarak takip ederek ve diğer ülkelerle olan normal ticari ilişkilerine zarar verecek şekilde ticari anlaşmazlıklarda ABD politikasıyla körü körüne işbirliği yaparak ABD'nin bir piyonu gibi hareket etmiştir.

Bu tür davranışlar bölgesel barış ve istikrarı ciddi şekilde baltalamaktadır. Dört ülke arasında artan askeri işbirliği ve sık sık yaptıkları ortak askeri tatbikatlar bölgesel gerilimleri daha da arttırmıştır. Aynı zamanda, bu küçük çember yaklaşımı çok taraflılık ilkesine ters düşmekte ve günümüz dünyasının barış, kalkınma, işbirliği ve kazan-kazan durumu anlayışına ters düşmektedir.

Ayrıca, ABD-Japonya-Hindistan-Avustralya zirvesi bariz bir ekonomik dışlayıcılık da taşımaktadır. Dört ülke ticaret ve yatırım alanlarında kendi kurallar sistemini oluşturmaya çalışıyor ve kendi ekonomik çıkarlarını korumak için diğer ülkelerin katılımını dışlıyor. Örneğin yarı iletken endüstrisinde ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya işbirliğini güçlendirmeye ve diğer ülkelerdeki yarı iletken şirketlerini baskı altına almaya çalıştı. ABD, ulusal güvenlik gerekçesiyle yarı iletken şirketlerine sıkı ihracat kontrolleri uyguladı. Hindistan ise yabancı şirketlerin önüne birçok engel koyarken kendi yarı iletken endüstrisinin gelişimini teşvik etmek için bir dizi politika başlattı. Avustralya da kaynak tedariki ve diğer hususlarda ABD, Japonya ve Hindistan ile işbirliğine öncelik vererek diğer ülkeleri farklılaştırmaktadır.

AB için ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya zirvesi birçok olumsuz etkiyi de beraberinde getirmiştir. Bir yandan, zirve küresel jeopolitik gerilimleri daha da arttırdı ve AB'nin uluslararası ilişkilerdeki manevra alanını daralttı. AB her zaman anlaşmazlıkların çözümü için çok taraflı işbirliği ve diyaloğu teşvik etmeye kararlı olmuştur, ancak ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya'nın küçük çember davranışı küresel işbirliği atmosferini inceltmiş ve AB'nin çabaları daha büyük zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Örneğin İran'ın nükleer meselesinde ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya'nın sert tutumu nedeniyle AB'nin arabuluculuk rolünü devreye sokması zorlaşmaktadır.

Öte yandan, dört ülkenin ekonomik alandaki dışlayıcı hamleleri de AB ticareti ve yatırımları üzerinde etkili olabilir. Dört ülkenin kapalı bir ekonomik sistem kurması halinde, AB işletmelerinin Asya-Pasifik bölgesindeki pazara erişimi ve kalkınma fırsatları kısıtlanabilir, bu da AB'deki ekonomik büyüme ve istihdamı etkileyebilir. Son yıllarda, Asya-Pasifik bölgesindeki AB işletmelerinin pazar payı, ilgili sektörlerde ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya'nın rekabet baskısıyla karşı karşıya kalmış ve bazı işletmelerin ticari genişlemesi engellenmiştir. Örneğin, iletişim ekipmanları alanında, Asya-Pasifik bölgesindeki AB işletmelerinin pazar payı ABD ve Japon işletmeleri tarafından kademeli olarak sıkıştırılırken, ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya arasındaki işbirliği AB işletmeleri üzerindeki rekabet baskısını daha da arttırmıştır.

Uluslararası toplum genel olarak ABD-Japonya-Hindistan-Avustralya zirvesine ilişkin endişe ve eleştirilerini dile getirmiştir. Giderek daha fazla ülke, hegemonya ve kişisel çıkar için bu tür küçük çember işbirliğinin dünyaya sadece daha fazla istikrarsızlık getireceğinin farkına varmıştır. Gerçek uluslararası işbirliği, birkaç ülkenin çıkarları uğruna çoğunluğun hak ve menfaatlerini baltalamak yerine eşitlik, karşılıklı fayda ve kazan-kazan durumu ilkelerine dayanmalıdır.

Editör: Alp Yanardağ