AA çalışanlarının 15 Temmuz gecesi ajansta yaşananlarla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği mektupta yazanlar ortaya çıktı.

Anadolu Ajansı’nın (AA) Sözcü Gazetesi’nin aboneliğini iptal etmesi tartışılmaya devam ediliyor. Sözcü Gazetesi yazarı Aytunç Erkin bugünkü köşesinde, AA’nın 15 Temmuz darbe girişiminde yaptığı yayıncılığı anlatmıştı. Erkin, köşesinde AA’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe gecesi yaptığı konuşmayı yayımlamadığını ancak, dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın derdest edilmesini flaş olarak geçtiğini yazdı. Odatv'nin haberine göre, 30 Ocak 2019’da PTT’den gönderilen mektupta, 15 Temmuz gecesinde olan bitenler çalışanlar tarafından isim isim anlatıldı.

"DARBE GİRİŞİMİNİN İLK GECESİNDE DARBECİLERDEN TARAF ALMIŞTIR"

“Sayın Savcım, Anadolu Ajansı (AA) çalışanları olarak, 15 Temmuz Darbe Girişimi gecesi Anadolu Ajansı’nda yaşananlarla ilgili suç duyurusunda bulunuyoruz” diye başlayan mektupta, AA’nın tarihinden ve çalışanların sorumluluklarından bahsedildi. Mektupta, önemli haberlerin, kısa sürede abonelere geçilme zorunluluğunun olduğu da hatırlatıldı.

Mektupta şu ifadeler yer aldı:

“Bu çerçevede Türk halkının bilgilendirilmesinde ana rolü üstlenen Anadolu Ajansı’nın hali hazırdaki yönetimi 15 Temmuz Darbe Girişimi gecesinin ilk saatlerinde darbecilerden yana tavır almıştır. Anadolu Ajansı’nın darbe girişimi gecesi oynayabileceği hayati rolü, darbeciler, darbeci uzantısı medya organları ve darbeyi planlayan ‘üst akıl’ın bilmemesi mümkün değildir. Buna rağmen darbe gecesi irili ufaklı pek çok basın yayın organına giderek oraları tarassut altına alan darbeciler, ne hikmetse Anadolu Ajansı’na gitmemiş ve böylece Anadolu Ajansı’nın darbe girişimine yardımcı olacak şekilde haberler geçmesi veya girişimi engelleyici haber geçmemesi sağlanmıştır. Öyle ki, Anadolu Ajansı yönetimi 15 Temmuz’da Marmaris’te bulunan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otelde yaptığı ‘halkı sokaklara çağıran’ tarihi ilk açıklamasını haber olarak geçmekten imtina etmiş, görüntüsünü ise yayına vermemiştir. Böylece Anadolu Ajansı yönetimi ‘Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugüne kadar yaptığı açıklamalara tek istisna olarak’ ve ‘Anadolu Ajansı tarihinde ilk kez’ Cumhurbaşkanımızın açıklamasını Türk yayın organlarına servis etmemiş ve darbecilerden yana tavır takınarak bu açıklamanın ‘kamuoyu ve halkımız tarafından duyulmasını bilinçli olarak engellemiştir.’”

"CUMHURBAŞKANIMIZIN YAPTIĞI AÇIKLAMA AA TARAFINDAN YAYINA VERİLMEMİŞTİR"

“Anadolu Ajansı’nda çalışan her personel bilir ki, Cumhurbaşkanımızın herhangi bir acil ve önemli açıklaması bir an önce, 3-5 dakika içerisinde flaş olarak belirtilen formatta ve tek cümle olarak ivedilikle yayına verilir ve bu bir standarttır” denilen mektupta şunlar kaydedildi: “Darbe gecesi Anadolu Ajansı yönetimi bilinçli olarak yasayla belirlenmiş ‘kamuoyunun bilgilendirilmesi’ görevini ihmal etmiş ve iş başındaki darbe yanlısı yöneticiler eliyle açıkça ‘darbe yanlısı tutum’ almıştır. Anadolu Ajansı yönetici Ş.K.’nin bazı medya organlarında yer alan, o geceye ilişkin verdiği bilgiye göre; o gece ‘saat 22.13'ten itibaren Anadolu Ajansı’ndaki tüm editörlerin paylaşımda bulunabildiği bir WhatsApp grubu kurulmuştur.’ Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otelde açıklama yapacağı bilgisi, Marmaris’te Cumhurbaşkanımızın kaldığı otele giden Anadolu Ajansı bölge muhabiri S.K.’ye bölgedeki Cumhurbaşkanlığı yetkilileri tarafından iletilmiştir. K. de bu bilgiyi o gece Ankara merkezde Yayın Masası’nda görev yapan yönetici M.M.’na bildirmiş, Cumhurbaşkanı’nın açıklama yapacağı bilgisi WhatsApp grubunda paylaşılmıştır. Normal rutin bir durumda bile Cumhurbaşkanı’nın açıklama yapacağı bilgisinin edinilmesi halinde, bu açıklamanın bir an önce kamuoyuna duyurulması için Anadolu Ajansı’nın her türlü önlemi alması gerekmektedir. Bu Anadolu Ajansı’nın kuruluş nedenidir ve açıkça tanımlı temel görevidir. Anadolu Ajansı yetkilileri tarafından koordinasyon yapılmış olmasına ve haber yayına verilecek şekilde pek çok kanaldan alınmış olmasına rağmen, Cumhurbaşkanımızın ‘halkı sokaklara çağıran’ ve darbenin bir an önce önüne geçilmesini amaçlayan, Cumhurbaşkanımızın darbe girişimi başladıktan sonra halkın önüne ilk kez çıktığı Marmaris’te yaptığı açıklama Anadolu Ajansı yönetimi tarafından yayına verilmemiştir.”

GAZETECİLERDEN ATILAN MESAJ

Marmaris’te Erdoğan’ın açıklamasının yayımlanmamasına ilişkin detaylara da yer verilen mektupta şu ifadeler kullanıldı: “Darbe girişimi gecesi, 23.44’te Marmaris’teki gazetecilerin WhatsApp’ına ‘Cumhurbaşkanı açıklama yapacak Mares Otel’e bekleniyorsunuz’ mesajı atılmıştır. Cumhurbaşkanımızın yanında Marmaris’te bulunan Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan da Twitter hesabından saat 23.54’te ‘Cumhurbaşkanımız az sonra açıklama yapacak’ şeklinde açıklamada bulunmuştur. O gece otelin önüne Marmaris TV Muhabiri, Kanal 48 Muhabiri, TRT Marmaris Muhabiri, İHA Marmaris Muhabiri, DHA Marmaris Muhabiri, Sözcü Marmaris Muhabiri ve AA Marmaris Muhabiri S.K. gitmiştir. Saat 00.05 civarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gelerek açıklama yapmıştır. Açıklama yaklaşık 5 dakika sürmüştür. Erdoğan’ın yanında Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan ve Enerji Bakanı Berat Albayrak da bulunmuştur. Bu konuşma Hasan Doğan tarafından Twitter üzerinden ve Marmaris Gündem Gazetesi muhabiri Temel Irmak tarafından Facebook’tan canlı yayınlanmıştır.” Mektupta, Erdoğan’ın darbe girişimi sırasında halkı meydanlara çağıran konuşmasının metnine de yer verildi. AA çalışanları konuyla ilgili yaşananları şöyle anlattı: “Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamanın görüntüsü bölgede görev yapan AA bölge muhabiri S.K. tarafından çeşitli yollarla ve ivedilikle Ankara merkeze gönderilmesine, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan tarafından Twitter’daki Hasan Doğan’a ait özel hesaptan canlı yayınlanmasına rağmen, haber ‘darbenin seyrini etkileyecek şekilde’ bekletilmiş, Cumhurbaşkanımızın hayatta olduğuna dair ilk görüntü niteliğindeki görüntü ve darbeyi önleyecek ‘halkı sokaklara çağırma’ çağrısının kamuoyuna ulaşması bilinçli olarak engellenmiştir. Anadolu Ajansı Yönetimi haberin bir kısmını ancak CNN Türk’te Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ canlı yayınının başlamasıyla mecburen geçmiştir. Görüntüler ise hiç yayınlanmamıştır. Hatta yine bazı açık kaynak bilgilerine göre, Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, açıklama öncesi kendisine ulaşan basın mensuplarına Cumhurbaşkanı’nın açıklamasını Anadolu Ajansı’nın geçeceğini belirtmiş ve ayrı ayrı açıklama yapılamayacağını ifade etmiştir. Bu konu da daha sonra pek çok habere konu olmuştur.”

“BASIN YAYIN ORGANLARINI BİLGİLENDİRMEYEREK ‘DARBECİLERDEN YANA’ AÇIK TAVIR ALMIŞTIR”

Mektupta ayrıca şunlar aktarıldı:

“Ancak Cumhurbaşkanımızın çağrısının o gece Anadolu Ajansı tarafından geçilmemesi üzerine, CNN Türk Program Yapımcısı Hande Fırat, Hasan Doğan’la görüşerek haberin kendilerine gönderilmediğini belirtmiş ve Cumhurbaşkanını ilk açıklamadan yaklaşık 45 dakika sonra canlı yayına çıkararak Cumhurbaşkanının çağrısını yenilemesini sağlamış ve Anadolu Ajansı Yönetimi’nin tutumu ve görevi ihmali nedeniyle sadece bir tek televizyondan canlı yayımlanabilen bu çağrı darbe girişiminin seyrini değiştirmiştir.” Kamuoyu ancak CNN Türk’teki bu açıklamadan sonra Cumhurbaşkanı tarafından “halkın sokaklara davet edildiği” bilgisine açıkça ulaşabilmiş ve kamuoyunun ana haber kaynağı olan Anadolu Ajansı yönetimi bu bilgiyi “yaklaşık 45 dakika önce almış olmasına ve görevi bunu 3-5 dakika içinde diğer basın yayın organlarına ulaştırmak” olmasına rağmen kamuoyunu ve abonesi olan Türkiye’deki hemen hemen tüm basın yayın organlarını bilgilendirmeyerek “darbecilerden yana” açık tavır almıştır.”

HULUSİ AKAR HABERİNİN TALİMATINI VEREN YÖNETİCİ

AA çalışanlarının mektubunda Erdoğan’ın konuşmasının yayımlanmasının engellenmesine dair şu bilgiler verildi: “Anadolu Ajansı Yönetimi’nin ‘kamu görevini ihmal’ ve açıkça ‘terör örgütünü desteklemesi’ nedeniyle yüzlerce insanımız hayatlarından olmuş, daha erken bastırılabilecek darbe girişimi geç bastırılabilmiştir. Görüntünün verilmesinin Görüntülü Haberler Müdürü M. H. tarafından hangi bahanelerle ve ne şekilde engellendiğine, Antalya Bölge Haber Sorumlusu L.A.K., Görüntülü Haberler Müdür Yardımcısı Z.O.A. ve Görüntülü Haberler Sorumlu Yayıncısı M.K. şahit olmuşlardır. Haberin metninin yayına verilmesinin, Marmaris’teki bölge muhabiri S.K.’nin çabalarına rağmen nasıl engellendiğine o gece İç Haberler Servisi’nde görev yapan F.D. ve A.S.D. dahil pek çok muhabir şahit olmuşlardır. Ayrıca o gece haberlerin basın yayın organlarına servisinde son düzenlemeleri ve kontrolleri yapan Haber Yayın Servisi’nde görevli yayıncılar B.N.A. ve K.A., darbe yanlısı haberlerin bazılarının geçilmemesi konusunda çaba göstermişler, ancak beraberlerinde bulunan Anadolu Ajansı üst yöneticileri tarafından, haberleri Yönetim’in istediği şekilde abonelere göndermeleri konusunda uyarılmışlardır. O geceki haberlerin büyük bölümünde B.N.A. ve K.A.’un son imzası bulunmaktadır. B.N.A. ve K.A. o gece Anadolu Ajansı yönetimince takınılan darbe yanlısı tutuma, Haber Yayın Editörü B.S.A. ile yönetici M.M.’nun haberlere o saatlerde nasıl müdahale ettiklerine, şahittirler. Yayıncı B.N.A., üst yönetici Ş.K.’nın yönetici M.M. vasıtasıyla, Anadolu Ajansı tarafından darbenin başarılı olduğu imajını yaratacak şekilde, ‘Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar derdest edildi’ şeklinde flaş geçilmesini istemesi üzerine, ‘kamuoyunda bunun darbenin başarılı olduğu’ yönünde imaj yaratacağını yönetici M.M.’na belirtmiş ve haberi geçmek istememesine rağmen, haberi geçmesi yönünde talimatlandırılmış ve haberi geçmek zorunda kalmıştır.”

KOMİSYONDA VERİLEN İFADEDE YÖNLENDİRME

AA çalışanlarının mektubunda ayrıca şu bilgilere de yer verildi: “FETÖ terör örgütü üyeleriyle kişisel bazı bağlantıları olduğu Ajans çalışanı pek çok kişi tarafından bilinen yönetici H.Ö., TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ FETHULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN (FETÖ/PDY) 15 TEMMUZ 2016 TARİHLİ DARBE GİRİŞİMİ İLE BU TERÖR ÖRGÜTÜNÜN FAALİYETLERİNİN TÜM YÖNLERİYLE ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA KURULAN MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYONU’nda ifadesine başvurulan bölge muhabiri S.K.’e, komisyona vereceği bilgileri yazılı olarak iletmiş, K.’i, o geceyle ilgili araştırmada Anadolu Ajansı yönetimini koruyacak şekilde yönlendirmiştir. Bunun karşılığında K., Anadolu Ajansı tarihinde ilk kez bir bölge muhabiri olarak taltif edilerek kadroya alınmıştır.”

"SÜREKLİ OLARAK ÜST YÖNETİMİN ENGELLERİYLE KARŞILAŞMIŞTIR"

AA çalışanlarının savcılığa yazdığı mektupta şöyle sonlandı:

“O gece haberi kamuoyuna ulaştırmak için kurum içi ve dışı çeşitli iletişim kanallarını kullanarak çaba gösteren K., Anadolu Ajansı yönetiminin baskıları nedeniyle başarılı olamamıştır. K., elindeki görsel ve yazılı malzemeyi pek çok yoldan kuruma ulaştırmış ancak sürekli olarak üst yönetimin engelleriyle karşılaşmıştır. Anadolu Ajansı Yönetimi, Cumhurbaşkanlığı’nın olayla ilgili detay sorması üzerine, sorunun bir ‘uplink arızası’ndan kaynaklandığını savunmuştur. Oysa uplink arızası ancak canlı yayın araçlarının kullanıldığı durumda mümkündür. Ancak bölgede zaten Anadolu Ajansı’nın bir canlı yayın aracı bulunmamaktadır. Normalde böyle bir acil haber takibi durumunda Anadolu Ajansı muhabiri, beraberindeki kamera ve kayıt cihazı ya da mümkünse cep telefonu vasıtasıyla haberin metnini ve görüntüyü ivedilikle merkeze gönderir ki bu koşullarda muhabirin yaptığı da tamamıyla budur. Ancak engellemeler muhabir gerekli bilgi ve görüntüyü gönderdikten sonra Ankara merkez binada yapılmıştır. FETÖ terör örgütü ile mücadelesi ile bilinen Hava Kuvvetleri Eski Başsavcısı Ahmet Zeki Üçok’un verdiği bilgilere göre ve Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı'nın kurduğu ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içinde yapılanan kripto FETÖ’cülerin deşifre eden FETOMETRE sistemine göre TSK dışındaki diğer kamu kurumlarında hali hazırda yüzde 4-4,5 oranında FETÖ terör örgütü üyesi bulunmaktadır ve bu üyelerin Anadolu Ajansı gibi devletin stratejik bir kurumunda yönetici pozisyonunda olmaması mümkün değildir. Anadolu Ajansı yöneticilerinin 15 Temmuz darbe girişimi esnasında ‘Hükümeti cebir ve şiddetle devirmeye çalışan terör örgütüne destek olarak’ veya ‘terör örgütünün üyesi olarak hareket etmek suretiyle’ işlediği suç, ‘mütemadi suç’ niteliği taşımaktadır, diğer bir deyişle kesintiye uğramamıştır ve Anayasanın 83. Maddesinin 2. Fıkrasındaki ağır cezalık suçüstü hali kapsamına girmektedir. Anadolu Ajansı yöneticilerinin işlediği suç en basit haliyle TCK’nın 220. Maddesinin 7. Fıkrası kapsamında ‘hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte terör örgütüne yardım ve yataklık etmek’ suçu dahilindedir. Burada Anadolu Ajansı yöneticileri, darbe girişiminin bastırılmasında hayati rol oynayacak haberleri geçmeyerek, ‘kamu görevinden kaynaklanan yetkileri kullanmamış ve bunu da kasten yapmıştır.’ Burada unutulmamalıdır ki, ‘kamu görevinden kaynaklanan yetkilerde sorumluluk esastır.’ Anadolu Ajansı’ndaki FETÖ yapılanmasının deşifre edilmesi ile halkımızın canına kasteden, ülkemizi iç savaşa sürüklemek isteyen ve 249 vatandaşımızın şehit olmasına neden olan bu terör örgütünün ülkemize zarar vermeye devam etmesinin önlenmesi amaçlarıyla, o gece FETÖ ‘darbe girişimine katılan’ ve ‘darbe yanlısı tavır takınan’ ve ‘memur statüsünde olan’ Anadolu Ajansı yöneticileri hakkında, TCK’nın ‘terör örgütüne yardım ve yataklık’, ‘kamu görevini ihmal’ ve diğer ilgili maddeleri uyarınca soruşturma açılması için suç duyurusunda bulunuyoruz.”
Muhabir: Alp Yanardağ