Kayısılı pilav yaptı, talebe yetişemiyor

Biz de inşallah bunu aile olarak meccanen kendimizi bu işe adamışız. İnşallah kayısıyla beraber Malatya’nın yemeklerini en güzel şekilde tanıtmaya gayret gösteriyoruz” diye konuştu.

Saygı, geçen yıl Avrupa Birliği’nden (AB) coğrafi işaret tescili alan ve yeryüzündeki 17 milyon kayısı ağacından yaklaşık 8 milyonunun yetiştiği Malatya’da kayısılı pilavı tescilletmek istediğini belirerek, “Her yörenin kendine has bir yemeği var.

Mesela Gaziantep’in fıstığı varsa, bizim Malatya’nın da kayısısı var. Biz dedik bu kayısıdan ne yapabiliriz.

İsteğe göre gün kurusu ve islimli kuru kayısıyı pilavla buluşturan Saygı, kayısılı pilavın müşteriler tarafından beğenildiğini, bazı zamanlar ise talebe yetişemediklerini söyledi.

Bazı insanlar kayısılı çikolata yapıyor. Bizde dedik bir katma değerimiz olsun. Hem yemeklere değişik bir reha, değişik bir tat veriyor.

Biz de bu vesileyle kayısılı pilav yapalım, Malatya’ya bir katma değerimiz olsun, hem mutfak kültürümüzün sanatını zenginliğini gösterelim istedik” dedi.

Saygı, milletvekillerinin, mülkü amirlerin ve Malatya’ya gönül veren bürokratların zengin Malatya mutfağını mutlaka Birleşmiş Milletler’e (UNESCO) sokması gerektiğini ifade ederek:

Kayısılı pilavın tarifini de veren Saygı, “Baldo pirinç, Pütürge tereyağı, bezelye, fıstık içi, kayısı çekirdeği, isteğe göre bademde konulabilir, kuş üzümü ve ayrıca islimli kayısıyı kuşbaşı şeklinde doğrayarak tavada buluşturduk” diyerek anlattı.

“Genel otoriteler gurmeleri, gastronominin uzmanları diyorlar ki; ‘böyle bir mutfak dünyada yok, çünkü sanat var burada’ hem lezzet, hem sanat, hem sunum var.