Avukat Oğuzhan Kalkan, 9. Yargı Paketi’ndeki düzenlemeleri değerlendirdi

Yayın tarihi: 23 Ağustos 2024 Cuma 7:14 pm - Güncelleme: 23 Ağustos 2024 Cuma 7:14 pm

39 maddelik bir teklif olarak TBMM Adalet Komisyonu’na sunulan 9. Yargı Paketi düzenlemeleri, kamuoyunun gündeminde yer almaya devam ediyor. Paket, denetimli serbestlik uygulamalarıyla öne çıksa da ceza hukuku, yargı bağımsızlığı ve kadın hakları gibi pek çok alanda da önemli değişiklikler getirilmesinin amaçlanması tartışmalara yol açarken, Avukat Oğuzhan Kalkan paketteki düzenlemelere ilişkin bilgi verdi.

İSTANBUL Türkiye’nin yargı sistemi, yeni reform çalışmalarıyla güçlenmeye devam ediyor. Bu kapsamda 9. Yargı Paketi hakkındaki gelişmeler, kamuoyunun dikkatini çekiyor. 39 maddelik bir teklif olarak TBMM Adalet Komisyonu’na sunulan paket, 20,5 saat süren yoğun görüşmelerin ardından onaylandı. Meclis’in tatilden çıkmasının ardından paketin Genel Kurul’da görüşülmesi bekleniyor. Paket, denetimli serbestlik uygulamalarıyla öne çıksa da ceza hukuku, yargı bağımsızlığı ve kadın hakları gibi pek çok alanda getirilmesi planlanan önemli değişiklikler tartışmalara yol açarken, Avukat Oğuzhan Kalkan paketteki düzenlemelere ilişkin bilgi verdi.

“DENETİMLİ SERBESTLİK DÜZENLEMESİ AF DEĞİL”

9. Yargı Paketi’ndeki en dikkat çekici düzenlemelere dair konuşan Av. Oğuzhan Kalkan, denetimli serbestlik uygulamaları için şu sözleri kaydetti: “Bu düzenleme, belirli suçlardan hüküm giymiş mahkumların, cezaevinde geçirdikleri sürenin ardından kalan cezalarını denetimli serbestlik altında tamamlamalarını sağlıyor. Cezaevlerinin yükünü hafifletmek ve mahkumları topluma kazandırmak amacı taşısa da bazı çevrelerce ‘cezasızlık’ algısının güçlenmesine neden olabileceği endişesiyle eleştiriliyor. Ancak Adalet Bakanlığı ve hükümet yetkilileri, yasanın sadece belirli koşullarda denetimli serbestlik sürelerini uzatmayı öngördüğü ve mevcut cezaları hafifletme ya da ceza indirimine yönelik bir af getirilmediğini belirtiyor.”

“SOYADINA İLİŞKİN TEKLİFİN KALDIRILMASI, CİNSİYET EŞİTLİĞİ AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR GELİŞME”

Casusluk suçları ve ulusal güvenlik kapsamındaki yeni uygulamaların Türkiye’nin ulusal güvenliğini korumaya yönelik önemli hukuki düzenlemeler içerdiğine dikkat çeken Av. Oğuzhan Kalkan, “Bu bağlamda, casusluk ve istihbarat suçlarına yönelik cezaların ağırlaştırılması planlanıyor. Türkiye aleyhine casusluk faaliyetlerinde bulunan kişilerin hem casusluk suçundan hem de ilgili diğer suçlardan cezalandırılması öngörülüyor. Bu yüzden, ulusal güvenliğe yönelik tehditleri bertaraf etme açısından kritik bir öneme sahip” diyerek sözlerine şunları ekledi:

“9. Yargı Paketi’nde kadın haklarına yönelik de düzenlemeler bulunuyor. Bunlar arasındaki önemli düzenlemelerden biri, evli kadınların soyadı kullanımına ilişkin yenilikler. Kadınların evlendikten sonra bekarlık soyadını tek başına kullanamayacağı yönündeki düzenleme, yoğun eleştiriler üzerine paket kapsamından çıkarıldı. Bu gelişme, toplumda geniş yankı uyandırdı ve kadın hakları savunucuları tarafından olumsuz bir adım olarak değerlendirildi. Yasa tasarısında bu düzenlemenin çıkarılması, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi açısından önemli bir gelişme olarak görülüyor.”

“YARGI REFORMLARININ BAŞARISI, TOPLUMSAL ADALET DUYGUSUNUN KARŞILANMASIYLA DOĞRUDAN İLİŞKİLİ”

9. Yargı Paketi’nin Türkiye’de adalet sistemini güçlendirmek amacıyla kapsamlı bir reform hareketi olduğunun altını çizen Av. Oğuzhan Kalkan, “Bu paketle denetimli serbestlikten casusluğa, kadın haklarından yargı bağımsızlığına kadar geniş bir yelpazede hukuki düzenlemeler öngörülüyor. Ancak, bu reformların toplumsal kabul görmesi ve adaletin her yönüyle sağlanması, uygulama sürecinde sağlanabilir. Yargı reformlarının başarısı, toplumsal adalet duygusunun ne kadar karşılanacağı ve hukukun üstünlüğünün ne ölçüde tesis edileceğiyle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle, 9. Yargı Paketi’nin getirdiği yenilikler, toplumun tüm kesimlerinin taleplerini göz önünde bulundurarak, adaletin tam olarak sağlanması amacıyla dikkatle ele alınmalıdır. Yargı reformlarının, hukukun üstünlüğünü ve toplumsal barışı güçlendirecek şekilde uygulanması, Türkiye’nin adalet sisteminin geleceği açısından hayati önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: BÜLTEN