15 Temmuz’un kaybolan raporu

Yayın tarihi: 15 Temmuz 2024 Pazartesi 10:12 am - Güncelleme: 15 Temmuz 2024 Pazartesi 10:12 am

Dönemin CHP Milletvekili Aytun Çıray, “Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından 15 Temmuz’un aydınlatılmasının arzulanır şey olmadığı da ortaya çıktı” diyerek araştırma komisyonunun raporunun ortadan kaybolduğunu yazdı.

Dönemin CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, ‘darbe girişimini araştırması amacıyla kurulan meclis araştırması komisyonu raporuna ve meclis araştırması komisyonları raporlarının genel kurulda görüşülmesine ilişkin’ verdiği soru önergesinde 15 Temmuz raporunun kaybolduğu cevabını almıştı. TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, ’15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun 12 Temmuz 2017 tarihinde eski Meclis Başkanı İsmail Kahraman’a sunulan darbe raporuyla ilgili “Başkanlığımıza sunulan bir rapor bulunmamaktır” görüşünü bildirmişti.

24, 25, 26, 27. Dönem İzmir Milletvekili Aytun Çıray Cumhuriyet gazetesindeki yazısında kaybolan raporu kaleme aldı. Çıray’ın yazısında kullandığı ifadeler şöyle:

“Türkiye 15 Temmuz’da toplumsal bütünlüğü iktidar politikalarıyla zaten büyük ölçüde ortadan kalkmış bir ülkeydi. Buna rağmen 15 Temmuz gecesi ve 16 Temmuz sabahı başta kumpas davalarında tasfiye edilen vatansever ordu mensupları olmak üzere her görüşten yurttaşımız sokağa döküldü. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve polisimizin devasa çoğunluğu soğukkanlılıkla bu kalkışmanın karşısında durdular. TBMM’nin de iradesi sayesinde başarısızlığa uğratılan hain kalkışmanın ertesinde Türkiye’nin önüne bir fırsat çıktı; AKP’nin kutuplaştırma siyasetleri sonucunda hem aldığımız hasarı hem de bu çok tehlikeli ayrışmayı en alt düzeye indirme şansı doğdu.

DÖRT PARTİ HAREKETE GEÇTİ, KOMİSYON KURULDU

Ancak 15 Temmuz travmasının atlatılmasında ve kolektif bilinçte yarattığı hasarın onarılmasında en büyük görev hiç şüphesiz TBMM’nin olmalıydı. Meclisi ve polis özel harekâtı TSK’den gasp edilmiş uçaklarla bombalayan ihanet şebekesinin bu güce nasıl ulaştığı Türkiye’nin ve Türk milletinin geleceği için hiçbir şüpheye yer vermeyen bir açıklığa kavuşturmalıydı. Bunun için yapılması gereken tüm partilerin katılımıyla bir Meclis araştırma komisyonu kurulmasıydı.

Dört parti 15 Temmuz darbesinin aydınlatılması için harekete geçtiler. Kamuoyunda kısaca “15 Temmuz FETÖ Darbesini Araştırma Komisyonu” olarak bilinen “Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ/ PDY) 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Girişimi İle Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu” kuruldu.

“ERDOĞAN AÇISINDAN AYDINLATILMASININ ARZULANIR BİR ŞEY OLMADIĞI ORTAYA ÇIKTI”

Ancak zamanla 15 Temmuz hain kalkışmasını “Allah’ın büyük lütfu” diye niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından 15 Temmuz’un aydınlatılmasının arzulanır şey olmadığı da ortaya çıktı.

Olayların akışı ve gelişimi cumhurbaşkanının söz konusu ibareyi aslında çok farklı bir anlamda kullandığını ortaya koydu. Meğer Erdoğan’ın 15 Temmuz hain kalkışması için “Allah’ın büyük lütfu” demesinin nedeni, onu “tek adam rejimi”ni kurmak için bir katalizör olarak görmesiymiş.

“KOMİSYONUN FAALİYETLERİ AKP’Lİ ÜYELER TARAFINDAN ŞEKİLLENDİRİLDİ”

Doğal olarak da 15 Temmuz FETÖ darbesinin “bir büyük lütuf“ olabilmesi için yarı karanlıkta kalması gerekiyordu. Bundan ötürü “araştırma komisyonu” işe yaramaz hale getirildi. Komisyonun faaliyetleri çoğunluğu oluşturan AKP’li üyeler tarafından şekillendirildi ve yönlendirildi. Böylece komisyon raporu 15 Temmuz’u kullanarak varılması hedeflenen amaçla tutarlı bir tarih yazımının aracı haline getirilmek istendi. Biz CHP olarak durumu fark ederek adeta suç duyurusuna benzer şerhlerimizi yazınca da rapor bu defa sırra kadem bastı! Meclis’e gelemedi bile.

Ama unuttukları bir şey var; bu kadim devlette hiçbir kâğıt kaybolmaz.

Süleyman Soylu’nun tasfiye ettiği 15 Temmuz gazisi: Güven Sağban

Kaynak: TELE1