9 Eylül Üniversitesi’nde akademisyenlere soruşturma: Haklarımız sorgulanıyor

Yayın tarihi: 30 Ocak 2020 Perşembe 12:01 pm - Güncelleme: 30 Ocak 2020 Perşembe 12:01 pm

Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki öğretim üyelerine basın açıklamasına katıldıkları gerekçesiyle disiplin soruşturması açıldı. Prof. Dr. Kemal Kocabaş, “Gösteri ve yürüyüş hakkını kullanamadığınız bir üniversite, üniversite değildir. Haklarımız sorgulanıyor” dedi

Birgün’den Meral Danyıldız’ın haberine göre, Dokuz Eylül Üniversitesi’nde (DEU) öğretim üyesi olan Doç. Dr. Oktay Gökdemir’in sosyal medya yazıları nedeniyle üniversite tarafından sözleşmesinin yenilenmemesi üzerine yaptığı basın açıklamasına katılan öğretim üyelerine disiplin soruşturması açıldı.

DEU Fen Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Kemal Kocabaş, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ethem Duygulu ve Eğitim-iş sendikasının üniversite temsilcilerine açılan soruşturmada, basın açıklamasına yaptıkları katılım gerekçe olarak gösterildi.

Prof. Dr. Kocabaş, katılımlarını insanlık vicdanı olarak nitelendirdi. Basın açıklamasının mesai saatleri içerisinde yapılmadığını ve kampüs dışında gerçekleştiğini ifade eden Kocabaş, “Oktay Gökdemir üniversitemizin çok değerli bir tarihçisi. Sözleşmesinin yenilenmesi gerekiyordu ancak üniversite tarafından uzatılmadı. Oktay’ın çığlığını duymak ve onu anlamak zorundaydık. 12 Eylül sürecinde yaşamış birisi olarak dışarda açıkta kalmanın, ekonomik zorluklarla karşı karşıya olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Bu süreçte kendisinin yanında olmak istedik. Bir insanlık vicdanı olarak Gökdemir’e omuz verdik. Şimdi böyle bir soruşturma söz konusu ve en temel haklarımız, özgürlüklerimiz sorgulanıyor” dedi.

ÜNİVERSİTELER BÖYLE OLMAMALI

Kocabaş, üniversitelerin daima özerk kalması gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle noktaladı: “Bizim şu anda en temel hak ve özgürlüğümüzü sorguluyorlar. Üniversite, özgürlük kentidir; evrensel, her türlü farklı düşüncenin harmanlandığı bir yerdir. Üniversite özgür değilse, toplum hiç özgür değildir. Orada olduğum için bu sebepten onur duyuyorum. 2020 yılı üniversiteleri böyle olmamalıydı. İfade özgürlüğünü yaşayamadığınız, gösteri ve yürüyüş hakkını kullanamadığınız bir üniversite, üniversite değildir. Bu konuda ülkemizin geldiği nokta anlamıyla büyük bir acı içerisindeyim. Ben, üniversitenin evrensel bir kavram olduğunu, çokseslilik olduğunu, bunlar olmadığı takdirde bilimin üretileceği bir yer olmadığını ifade etmek isterim. Her dönemde üniversiteler çok geriye gitti ve daima özerk olması gerektiğini savundum. Bunun ne kadar acil olduğunu şimdi çok daha iyi anlıyoruz.”