69 kişiye mezar olan apartmanın davasında tutuksuz sanık: Binayı deprem yıktı

Yayın tarihi: 2 Ekim 2024 Çarşamba 10:58 pm - Güncelleme: 2 Ekim 2024 Çarşamba 10:58 pm

Kahramanmaraş merkezli depremlerde 69 kişiye mezar olan Hacı Ömer Apartmanı ile ilgili davanın ilk duruşmasında tutuksuz sanık Tevfik Tepebaşı, “Her yönetici yönettiğinden mesuldür. Yöneticiler teknik eleman değildir. Bir işten anlamayan o işten sorumlu tutulamaz. Bu inşaat baştan sona ruhsatlıdır. Son olarak belediye denetlemiştir. Biz de ailecek 7 sene bu evde oturduk. Bilirkişi raporunda depremin gücünün yönetmelikte belirlenen ivmelerin çok üstünde olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla depremin binayı yıktığı açıklanmıştır. Ben devlet memuruyum, müteahhit olamam” dedi.

Kahramanmaraş’ın Şazibey Mahallesi’ndeki Hacı Ömer Apartmanı 6 Şubat depremlerinde yıkıldı. Enkaza dönen binada 69 kişi yaşamını yitirdi,  kişi yaralandı.

Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Hacı Ömer Apartmanı’nı yapan kooperatifin yönetim kurulu üyeleri; Tevfik Tepebaşı, Atilla Öz, Çetin Kurt, İsmet Koyuncular ve Süleyman Kemal Duyar hakkında, “bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan hazırlanan iddianame, Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

Hacı Ömer Apartmanı ile ilgili açılan davanın ilk duruşması bugün Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya apartmanın yıkılması sonucu hayatını kaybedenlerin ailelerinin yanı sıra, başka bir suçtan tutuklu ve bu dosyadan tutuksuz sanıklar Tevfik Tepebaşı, Atilla Öz ve Çetin Kurt, SEGBİS aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanık İsmet Koyuncular ile taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Tutuksuz sanık Süleyman Kemal Duyar ise duruşmaya katılmadı.

“KOOPERATİF YÖNETİCİLERİ BİNANIN YAPIMINDAN SORUMLU DEĞİLDİR”

Sanık Tevfik Tepebaşı savunmasında, şöyle konuştu:

“Hacı Ömer Apartmanı 30 yıllık bir binadır. Bu inşaatı öğretmen arkadaşım Ahmet Çamsarı ile yaptım. Kooperatif yöneticileri inşaatın yapımından sorumlu değildir. Aidat toplar, malzeme ücretlerini öder. Kooperatif işi ekip işidir. Her yönetici yönettiğinden mesuldur. Yönetim her sene genel kurulda ibra edilmiştir. İkinci aşamasında inşaatın yapımında ise; üç aşamada yapılır. Önce mimar mühendis 5 kişi anlaşma yapılmış, proje hazırlanmış ve inşaat yapı ruhsatını bizzat kendileri almışlardır. İkinci olarak teknik yapı sorumlusu olarak bir mühendisle anlaşılmış, bu mühendis inşaatı denetlemiştir. Üçüncü aşamada ise belediyeye bir dilekçe verilmiş ve belediye her tablasını kontrol etmiştir. Hiçbir işten anlamayanın o işten sorumlu tutulması mümkün değildir.

İnşaatın ruhsatının alındığı 1994 yılında dosya sanıkları vardır. 1996 yılında Ahmet Çamsarı da yönetimde vardır. Yeni yöneticiler son bir yıl için görev almış ve inşaata hiç karışmamıştır. Bu inşaat baştan sona denetlenmiştir. Biz de ailecek 7 sene bu binada oturduk. 25 senedir bu binaya uğramadım. Yapılan tadilat, market vs. haberim yoktur. Bu bölgede farklı kimseler tarafından yapılan 40-45 binanın tamamı depremde yıkılmıştır.

Ayrıca bilirkişi raporunda depremin gücünün yönetmelikte belirlenen ivmelerin çok üstünde olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla depremin binayı yıktığı açıklanmıştır.

Bundan 30 yıl önce; birçok teknik iş yoktu. Zemin etüd raporu yoktu. Demirler düzdü. Bütün bunlara rağmen eski sistemde yapılan bina sorumluları binadan sorumlu tutuluyor. Temmuz 2023 yönetmeliği ile yapı denetim sorumluları 15 yıl tutuluyor. Devlet memurları yasasına göre ben müteahhit olamam. Hiçbir yerde anlaşma ve sözleşme yoktur. Belediye de inşaat ruhsatında müteaahhit kısmını imzalatmamıştır. Ben devlet memuruyum müteahhit olamam.”

“İLGİMİZ YOK”

Müştekilerin avukatı Naim Eminoğlu, sanık Tepebaşı’na, “Atilla Öz’ü nereden tanıyorsunuz” diye sordu. Sanık Tepebaşı, “Öğretmenlikten arkadaşım, her yere beraber gidiyorduk” dedi.

Sanık Atilla Öz ise “Benim bu inşaatla ilgim ve görevim yoktur” diye konuştu.

Sanık Çetin Kurt da savunmasında, “Ahmet Çamsarı tarafından yönetime katıldım. Bu inşaat ile ilgili hiçbir ilgim yoktu. Sadece muhasebe kayıtlarını düzenledim. Başkaca hiçbir işim yoktur” ifadesini kullandı.

Sanık İsmet Koyuncular ise savunmasında, “Hacı Ömer Apartmanı ile ilgili hiçbir ilgim bulunmamaktadır” diye konuştu.

Müştekiler sanıklardan şikayetçi olduklarını belirtti. Müşteki avukatları, sanıklardan Tevfik Tepebaşı ve Atilla Öz’ün tutuklanmasını, yeni bir bilirkişi raporu hazırlanmasını talep etti.

Mahkeme heyeti, Tepebaşı ve Öz’ün tutuklanması talebini gerekçesiz reddetti. Bilirkişi raporu hazırlanması talebini ise bir sonraki duruşmada değerlendireceğini belirterek duruşmayı 6 Aralık 2024 tarihine erteledi.

Duruşma sonrası aileler, “Biz adalet istemeye devam edeceğiz. Bu davanın peşini bırakmayacağız” açıklamasını yaptı.

Depremden 20 yıl önce toplantı yapmışlardı, korkulan oldu!

Kaynak: ANKA