Haber

51 yıl geçti! TBMM tutanakları ve köy evinden fotoğraflarla Kızıldere Katliamı

Türkiye'nin yakın politik geçmişinin en önemli sayfalarından biri olan Kızıldere Katliamı’nın üzerinden 51 yıl geçti.

Kızıldere Katliamı, Türkiye devrimci-sosyalist hareketinin tarihinde bir dönüm noktası. 12 Mart Muhtırası sonrası devlet şiddeti artarken, Türkiye Halk Kurtuluş Parti-Cephesi (THKP-C) ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) militanı 11 kişi Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamını engellemeye çalışırken Tokat'ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyüne sıkıştırıldılar. 30 Mart 1972'de gün sona ererken Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy, Cihan Alptekin ve Ömer Ayna güvenlik güçleri tarafından öldürüldü; Ertuğrul Kürkçü yakalandı. Kürkçü, 2021'de Yeniden TV'ye katliamı, devrimcileri Kızıldere köyüne getiren süreci, orada yaşananları ve kendi mücadele deneyimini şöyle anlatmıştı: "Mahir gene de o makineli tüfeklerin ateşinden kurtulamadı. Biz kendimizi aşağı atabildik ama o orada vuruldu. Tabii o noktadan sonra zaten uzlaşma ve geri dönüş yollarını bizim için kapatmış oldular. Belki şöyle düşünüyorlardı; Mahir'i vurursak geri kalanlar başsız kalır... Ama bilmiyorlardı ki oradaki herkes baştı ve bu, onların düşündüğünün tam tersine teslim olmama kararlılığını en üst seviyeye çıkarttı." Katliamın, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tutanaklarına, dönemin İçişleri Bakanı Ferit Kubat tarafından nasıl geçirildiğini, Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı'nın (TÜSTAV) Kızıldere'deki köy evinin içerisinden paylaştığı fotoğraflarla aktarıyoruz.

İÇİŞLERİ BAKANI'NIN 1972'DEKİ TBMM KONUŞMASI

Değerli Başkan, Millet Meclisi'nin sayın üyeleri; Ünye Radar üssünde teknisyen olarak çalışan 1 Kanadalı ve 2 İngiliz uzmanın anarşistler tarafından kaçırılmasından sonra, 30 Mart 1972 Perşembe günü akşamına kadar cereyan eden olaylar hakkında Yüksek Parlamento mensuplarına bilgi vermek üzere huzurlarınızı işgal etmiş bulunuyorum. 3 ecnebi uzmanın Ünye'de kaçırılmaları olayı şöyle cereyan etmiştir: Örfi İdare Kumandanlığınca aranan anarşistlerden bir grup; Ertuğrul Kürkçü, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Mahir Çayan ve bazı arkadaşları gizli yollardan Ünye istikametine gitmişlerdir. Bu gruba, Fatsa ve Ünye'deki anarşistlerden bir grup daha katılmış ve kaçırılmanın planlamasına geçilmiştir. Fatsa ve Ünye bölgesinden katılan elebaşıların bazıları da şunlardır: Avukat Şener Şadi, avukat Ali Kaynak, öğretmenlikten ayrılıp avukat Şener Şadi'nin yanında çalışan Ertan Saruhanlı, kuyumcu Turhan Hülünk, öğretmen Hüseyin Gümüş, Ahmet Atasoy ve arkadaşları.

MÜSELLAH OLAN 6 KİŞİ

Müşterek yapılan planlama sonucu, 26 Mart Pazar günü akşam saat 19.00 raddelerinde anarşistlerden 6 kişi Radar Üssü mensubu görevlilerinin bulunduğu 4 katlı binanın kapısını çalmak suretiyle kapıyı açtırmışlar ve müsellah olan 6 kişi içeriye zorla girmiş, oradaki görevlileri teslim almıştır, Bu binada 9 erkek, 1 kadın vazifeli bulunmaktadır. Anarşistlerin birisinin üzerinde üsteğmen rütbeli subay elbisesi bulunmaktadır. Görevlilerin şefleri ile gençlerinden olan ikisi seçildikten sonra, diğer 7'si silah tehdidiyle elleri ayakları koltuklara bağlanmak suretiyle zararsız hale getirilmişler, ağızlarına da geniş bir band bağlanmak suretiyle ses çıkarmaları önlenmiştir. Daha sonra, sabah saat 6.00'ya kadar kıpırdadıkları takdirde aşağıda bekleyen nöbetçi tarafından öldürülecelderi ihtarı da yapılarak, diğer 3'nü almak suretiyle evi terk etmişlerdir. Bu arada, ecnebilerde bulunan bir miktar para ile, kapı önünde duran yine ecnebilere ait bir Land Rower arabanın kontak anahtarını da kendilerinden almayı ihmal etmemişlerdir.

LAND ROVER

Anarşistler, saat 21.00 - 21.30 raddelerinde, beraberlerindeki 3 ecnebi ile birlikte Land Rower araba ile oradan uzaklaşıyorlar. Bilâhare vasıta değiştirilmek suretiyle bir kamyonla evvelce temin edilen Kızıldere köyüne gelerek, evveIâ bir ağıla, sonra da muhtarın evine yerleşiyorlar. Kızıldere köyü, Tokat ili, Niksar ilçesine bağlıdır. Hadise, 27 Mart Pazartesi günü eve gelen hizmetlinin, ecnebileri çözüp kurtarmasından sonra Radar Üst Kumandanına telefonla bilgi vermesiyle, Radar Üst Kumandanının emniyet kuvvetlerimize hadiseyi bildirmesi mümkün oluyor. Hâdise, Ankara'ya, Hükümetimize ancak sabah 8.00'de iintikal etti. Bunun üzerine gerekli makamlar ve personel derhal harekete geçirildi. Aynı gün olayla ilgili istihbaratı değerlendirmek, olay bölgesindeki yetkililere direktifler vermek ve ilgililerle görüşme yapmak suretiyle çalışmalar oldu.

VAZİFEŞİNASLIK

28 Mart Salı günü öğleden sonra Ünye'ye vardık. Olayda, üçü ecnebi olmak üzere 13 kişi ölmüş, bir kişi canlı olarak ele geçirilmiştir; Ertuğrul Kürkçü... Anarşistlere yataklık vesair yardımlarda bulunduğu tespit edilen 33 kişi de nezaret altına alınmıştır. Güvenlik Kuvvetlerince evde yapılan arama sonucunda bol miktarda makinalı tabanca, otomatik tabanca, bombalar ve mermi ele geçirilmiştir. Olaya, Niksar savcılığı el koymuştur. Şu dakikada vaka mahallinden gelen bir haber üzerine Ertuğrul Kürkçü'nün ecnebilerin kendileri tarafından öldürüldüğünü itiraf ettiği ifade edilmektedir. Olayların başlangıcından bitimine kadar cesurane ve hiçbir fedakârlıktan çekinmeden türlü güçlüklere rağmen tam bir insani duygu ve vazifeşinaslık içinde görev yapmış bulunan bütün jandarma teşkilâtı mensuplarına, onlara yardımcı olan emniyet ve istihbarat teşkilâtı mensuplarına ve baştan sona karlar bizlere yardımcı olan kadirşinas, asil vatandaşlarımıza derin minnet ve şükranlarımı sunmayı vazife saymaktayım. (bianet)