4 maaşlı Saray danışmanından Emine Bulut açıklaması: ‘Grafik gazetecilik’

Yayın tarihi: 24 Ağustos 2019 Cumartesi 5:20 pm - Güncelleme: 24 Ağustos 2019 Cumartesi 5:20 pm

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Emine Bulut cinayetiyle ilgili açıklamada bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın derin bir üzüntü duyduğunu söyleyen Altun, ”Bu süreçte medyayı sorumlu ve etik yayıncılığa davet ediyor; cinayeti meşrulaştırıcı nitelikte ifadelerden, kurbanı suçlayan, faili savunan ve şiddeti grafikleştiren habercilik türünden kaçınmaları çağrısında bulunuyoruz.” dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da Emine Bulut cinayetiyle ilgili açıklama yaptı.

Altun açıklamasında, “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Emine Bulut’un vahşice katledilmesinden dolayı derin bir üzüntü duymuş, bu üzüntüsünü ilgili kamu görevlileriyle paylaşmış, failin hak ettiği cezayı alması ve kadına yönelik şiddetle mücadele noktasında gerekli adımların atılması için yetkilileri göreve çağırmıştır. Bu süreçte medyayı sorumlu ve etik yayıncılığa davet ediyor; cinayeti meşrulaştırıcı nitelikte ifadelerden, kurbanı suçlayan, faili savunan ve şiddeti grafikleştiren habercilik türünden kaçınmaları çağrısında bulunuyoruz.” ifadelerini kullandı.

17 yıllık iktidarı sürecince kadına yönelik söylemleri ve politikaları sık sık eleştirilen AKP’nin sözcüsü Ömer Çelik ise, Emine Bulut cinayetiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Kadın cinayetleriyle ilgili üzerimize düşeni yapmaya hazırız” ifadesini kullandı.

Çelik, kadın cinayetleri ile ilgili yasal düzenleme olup olmayacağı sorusuna “Yeterli düzeyde yapıldı” diyerek asıl sorunun sosyal hayatta tutum oluşturma olduğunu iddia etti.

CHP’den, Emine Bulut’un katiline ‘aslan parçası’ diyen dernek başkanına dava

“Yardım istemene gerek yok, anneniz öldü”

AKP MKYK Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplantı. Toplantı gündemine ilişkin açıklama yapmak üzere AKP Sözcüsü Ömer Çelik, kameralar karşısına geçti. Emine Bulut cinayetine değinen Çelik şunları söyledi:

“Aile bakanlığımız harekete geçti. Evladımız psikologların gözetiminde tanıdıklarının yanında. Bakanlığımız konuya müdahil olacaktır. En yüksek cezayı alması hepimizin temennisi. Birilerinin ona yardım etmek yerine görüntüleri kaydetmesi de ele alınmalı.

Bir insan hayatını kaybetmek yerine birileri görüntü almak işini nasıl yapıyor? Kadın cinayetleriyle ilgili üzerimize düşeni yapmaya hazırız.

Sosyal medyada görüntülerin bu şekilde yayılması, çocukların nasıl etkileneceğinin iyi anlaşılması gerekiyor. Sosyal medyada vahşet kültürüne karşı nasıl bir hassasiyet oluşturulabilir, AK Parti olarak her türlü görüş alışverişine hazırız.”

“Yasal düzenleme olacak mı?” sorusuna cevap

“Yasal düzenlemelerle ilgil tartışmadan çok tutumla ilgili problem var. Yasal düzenleme ile ilgili ihtyaç olursa tereddüt edilmez. Yasal düzenlemeler doyurucu düzeyde yapıldı. İşin kültürel duyarlılık kısmı var. Bir kadın çocuğunun gözü önünde ölüyor, birisi sadece görüntüsünü çekmekle uğraşıyor. Nasıl bir vahşet kültürüdür bu? Sosyal medyada bunun birinci sıra olması kıymetli ama görüntülerin yayılması ile hepimiz mücadele etmeliyiz. Görüntülerin yayılması da başlı başına vahşet.

Emine Bulut öldürülmeden yarım saat önce karakola gitmiş

Vahşet dediğimiz şey, bir kişinin bir kişiyi öldürmesi bir sonuçtur. Gündemden kaldırılması gereken bir sürü basamak vardır. Aile içerisindeki konuşmalarda, STK’lara dönük yapabileceği eğitim faaliyetlerinde; sonuç olarak ortada böyle bir cinayet varsa onu gerçekleştir. Ama toplum olarak bu hepimizi ilgilendiren bir meseledir. Kadına veya çocuğa şiddet olduğu zaman. Yeri göğü inletmemiz lazım. Neşet Ertaş’ın dediği gibi “Kadınlar insandır, biz de insan oğluyuz” Bu bilinçle hareket etmek zorundayız

Üzerimize düşen ne varsa bu konuları hassasiyetle yerine getirdik. Bu büyük toplumsal bir yaradır. Çok şiddetli bir şekilde sarsılıyoruz. Medeni hayata sahip olan bir milletin asla kabul etmeyeceği eylemdir. Muhakkak surette üzerine hassasiyetle gideceğimiz eylemler. Şiddete başvuran şahısların toplumsal düzeyde bir duyarlıkla dışlanması, kültürel bir farkındalık oluşturulması, bilinç oluşturulması, direnç noktası oluşturulması bütün toplumun vazifesidir. Siyaset düzeyinde atılacak adımlar atılıyor, esas olarak toplum olarak bir tutum alışa dönüşmesidir. Burada sivil toplumun, eğitimin, belediyelerin üzerine düşen çok büyük işler vardır”