25 Haziran Denizciler Günü ve 1 Temmuz Kabotaj Bayramı
Dünya Denizciler Günü ülkemizde pek de fazla dikkat çekmeden geçip gidiverdi. UTİKAD’ın “Lojistik Raporu 2022”ye göre Türkiye’de taşınan malların değeri bazında son 10 yıllık dönemde denizyolu taşımacılığı hem ithalatta (yüzde 65) hem de ihracatta (yüzde 60) en büyük paya sahip oldu. Uluslararası tecimdeki lojistiğin de büyük kısmı deniz yolu ile yapılmaktadır. Bu kapsamda yerküremizde 1,9 milyonu aşkın denizci 74.000’i aşkın tecim gemisinde çalışarak dünya ekonomisine katkıda bulunmaktadırlar.
Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO); denizcilerin ekonomiye katkısını uluslararası kamuoyunun gündemine getirmek için, 25 Haziranı Dünya Denizciler Günü olarak ilan etmiştir. 2010 yılından beri her yıl bir tema ile de kutlanmaktadır.
2023 “Gemiler –işletme ve kaza- Kaynaklı Kirlilikten Korunma Uluslararası Konvansiyonu”nun 50. Yıldönümü oluyor. 23 Eylül’deki 2023 Uluslararası Denizcilik Günü ana teması “MARPOL 50 Yaşında-Taahhüdümüz Devam Ediyor” olarak belirlenmiştir.
Bu yıl Dünya Denizciler Günü ana teması da aynı biçimde “MARPOL 50 Yaşında-Taahhüdümüz Devam Ediyor” teması olarak belirlenmiş ve deniz çevresini koruma konusundaki katkılarına dikkat çekilmiştir.
İstanbul Deniz Ticaret Odası’nın (İMEAK) bu bağlamda yaptığı açıklamalara göre, “ticaret gemileri, deniz turizmi ve balıkçılık gibi farklı alanlarda faaliyet gösteren deniz çalışanları, deniz çevresinin korunması ve sürdürülebilirliği konusunda üzerlerindeki büyük sorumluluğun farkındalığıyla, MARPOL gibi düzenlemelere uyum sağlayarak, çevre dostu uygulamaları benimsemekte ve denizlerimizi korumak için gereken önlemleri almaktadırlar”.
Yine bu yıl İMEAK’ın yaptığı açıklamaya göre “Türk Denizcilik Sektörü de deniz çevresinin korunmasına atfettiği öneme istinaden, bu yöndeki tüm uluslararası anlaşmalara taraf olmuş ve bunların gereklerini yerine getirmek için elinden geleni büyük bir azim ve iyi niyetle yapmaya gayret etmektedir”.
İMEAK deniz çevresini koruma konusunda denizcilerimizin yanı sıra, devlet kurumları, işletmeler, sivil toplum kuruluşları ve toplumun tüm kesimlerine büyük sorumluluklar düştüğünün unutulmaması gereğinin altını çiziyor.
Ayrıntılı bilgi için anılan örgütün örütbağına (websitesine) bakabilirsiniz.
Denizcilere ait çok şarkı türkü vardır. İstanbul Deniz Ticaret Odası ve Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı ortak yapımı olarak bir CD çıkmıştı geçtiğimiz yıllarda, adı da Deniz ve Gemici Türküleri idi. Haydi albümden Gemiciler Kalkalım adlı türküyü dinleyelim. İşte internet adresi:
https://www.youtube.com/watch?v=JsWh0v8dEfg
Gelelim1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramına. Kökbilimsel olarak Fransızca kabotaj, bir devletin kendi limanlarına deniz ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalıktır. Bu ayrıcalıktan yalnızca yurttaşlarının yararlanması, ulusal ekonomiye önemli bir katkı sağlayacağından, devletler yabancı bandıralı gemilere kabotaj yasağı koyma yoluna gitmişlerdir. Kimi uluslararası sözleşmelerde de kabotaj yasağı koyma yetkisine ilişkin hükümler yer almaktadır. Osmanlı Devletinin kapitülasyonlar çerçevesinde yabancı ülke gemilerine tanıdığı kabotaj ayrıcalığı Lozan Barış Antlaşmasıyla (1923) kaldırılmıştı. 20.4.1926de kabul edilip, 1.7.1926’da yürürlüğe giren Kabotaj Yasasına (Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Kara Suları Dahilinde İcrayı Sanat ve Ticaret hakkında Kanun)göre, iç denizlerde ve sularda mal ve yolcu taşıma hakkı Türk yurttaşlarına verilmişti. Ayrıca; dalgıçlık, kılavuzluk, kaptanlık, çarkçılık, tayfalık ve benzeri uğraşların Türk yurttaşlarınca yerine getirilebileceği belirtildi. Yabancı gemilerin yalnız Türk limanlarıyla yabancı ülkelerin limanları arasında insan ve yük taşıyabileceği kabul edildi.
Ancak ne var ki, liman işletmelerindeki özelleştirmelerden tutun, Türk Uluslararası Gemi Sicili Kanunu kapsamında yabancı uyruklu denizci istihdamına varıncaya değin, çeşitli uygulamalarla bu yasa delik deşik edildi. Ha bir de, Sahil Güvenlik Komutanlığının uyarı yazısı üzerine Deniz Ticaret Odası üyelerine hitaben 26.6.2015 tarihinde konuya ait bir sirküler yayınlamak durumunda kalmıştı!
Denizcilik geçimbilimi denildiğinde çerçevenin içine giren unsurlar, deniz ticaret filosu, limanlar, tersaneler ve gemi inşaatı, deniz mahsulleri ekonomisi, denizdeki yeraltı madenciliği, deniz turizm ve spor işletmeciliği vd. elbette ki, denizcilik eğitimi de dâhil sayılabilmektedir. Bu çerçeveye ülkenin deniz kuvvetlerini de ekleyerek, ülkenin deniz gücü kavramına ulaşırız.
İMEAK’ın Denizcilik Sektör Raporu (2023) rakamları itibariyle denizcilik sektörümüzde, 1999 yılında Türk armatörlerinin kontrolündeki filo 9,6 milyon DWT olup, bunun %90,5’i Türk Bayraklı, %9,5’i ise yabancı bayraktaki gemilerden oluşmakta iken, 2023 yılı başı itibariyle, Türk armatörlerinin 1000 GT ve üzerindeki gemileri dikkate alındığında 38,1 milyon DWT’nin %14,3’ü Türk Bayrağında, %85,7’si ise yabancı bayrakta yer almıştır.
2023 yılı başı itibariyle, Türkiye’nin milli bayraktaki gemi oranı adet bazında %20,3 ve yabancı bayrakta %79,7’dir. DWT olarak oranı ise milli bayrakta %14,3 ve yabancı bayrakta %85,7’dir. 30 Ülkenin DWT olarak %23,1’i milli bayraklarında, %76,9’u ise yabancı bayrak altında çalışmaktadır.
Türkiye’nin dışalım ve dışsatımın büyük bölümü denizyoluyla gerçekleşirken, bunun yalnızca küçük bölümü Türk bayraklı gemilerle taşınıyor yani !
Hükümetin denizciliğe ait 2023 hedeflerine bakıldığında şunlar sıralanmış: Türk sahipli deniz ticaret filosunun tonaj bazında 50 milyon DWTe ulaşması ve dünyada ilk 10 ülke arasında yer alması; sektörde 100 bin zabit, 350 bin tayfa, 1 milyon amatör denizci sayısına erişilerek uluslararası denizcilik istihdamına katkı sağlanması. Kabotaja sabotajla nasıl olacak bu iş?
Sonsöz
Yazımızı bir palamut fıkrasıyla bitirelim. Palamuta sormuşlar: Denizden ne haber? Yanıtlamış: Söyleyecek çok şey var ama ağzım su ile dolu!
Meraklısına anımsatalım, Bizans sikkelerinin bir yüzünde imparatorların resimleri bulunurmuş, diğer yüzündeki resim ise sabit: palamut resmi. Niye? İmparatorlar geçici, palamut sabit de ondan.
İmparator deyince aklınıza kimi ülkelerin millî futbol takım kaptanları ya da ülke reis-i azamları gelmesin, Bizanstan söz ettik sadece!
Not: İlgilisine Cem Gürdeniz’in kitaplarını ve özellikle Mavi Uygarlık eserini salık veriyorum.