23 insanı ensesinden vurdular, artık dışarıda geziyorlar

Yayın tarihi: 9 Mayıs 2022 Pazartesi 12:20 pm - Güncelleme: 9 Mayıs 2022 Pazartesi 12:59 pm

Diyarbakır’da Hizbullah terör örgütünün askeri kanat yapılanmasında yer alan ve 23 kişiyi öldürüp, 22’sini yaralayan 10 hükümlü tetikçinin 31 Mart 2019’daki yerel seçimler öncesinde serbest bırakıldığı ortaya çıktı. Alınan kararlara tepki gösteren CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan “cezaevlerinde hükümlü Hizbullahçı kalmadı” dedi.

Sözcü’den Özgür Cebe’nin haberine göre; Diyarbakır’da 23 kişinin enselerine sıkılan tek kurşunla infaz edilmesi, 22 kişinin de satır ve silahla yaralanması saldırılarına katıldıkları gerekçesiyle 2007’de ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan 10 Hizbullah tetikçisi ile ilgili verilen mahkumiyet kararları Yargıtay tarafından 2009’da onandı.

Yargıtay, sanıkların Hizbullah terör örgütünün sözde askeri kanat yapılanmasında birim eylem sorumluluğu ve tetikçilik yaptıklarını, Hizbullah karşıtı olduklarına inandıkları kişilere yönelik tek kurşunlu suikastlar düzenlediklerini belirtti.

91 kişinin infazından mahkum olan 19 Hizbullahçı serbest bırakıldı!

TÜMÜ TAKAROV İLE ENSEYE TEK KURŞUN

Sanıkların terör örgütü ile özdeşleşen Takarov marka silahla kent merkezinde; Abdulbaki Kişin, Hamit Ülgen, Zülküf Akkaya, Şeyhmus Adıyaman, Eşref Pervane, Mehmet Konuk, Sadrettin Ay, Şükrü Tavşan, Mehmet Metin Kaplan, Mehmet Emin Alkan, Mehmet Kaynak, Cevdet Gündeş, Ömer Güneş, Hasan Gündüz, Necmettin Kaya, Mehmet Dayan, Zülküf Sani, Haşim Yaşa, Yalçın Yaşa, Ahmet Aydın, Ali Ceylan, Mehmet Çelenk ve Bayram Demir’i tek kurşunla infaz ettikleri ifade edildi. Yargıtay, gerek tanık, gerekse sanıkların itirafları ve birbirleri aleyhine verdikleri ifadeleri, ele geçen silahların balistik raporları ve diğer delillerin bütün olarak incelenmesinde sanıklarla ilgili verilen mahkumiyet kararlarında bir isabetsizlik görülmediğinden yerel mahkeme kararının oy birliğiyle onanmasına hükmetti.

“İŞKENCE GÖRDÜK BİZİ YENİDEN YARGILAYIN”

Hükümlü sanıklar farklı cezaevlerinde cezalarını infaz ederken 31 Mart 2019 yerel seçimleri öncesi toplu yargılandıkları Ağır Ceza Mahkemesine başvuru yaparak yeniden yargılanma talebinde bulundular. Hükümlü Hizbullahçılar, uzun gözaltı süresince gördükleri işkenceler nedeniyle bu cinayetleri üstlenmek zorunda kaldıklarını belirterek davalarının makul süre zarfında sonuçlandırılmadığı için adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürdüler.

CEZA MUHAKEMESİ KANUNU NE DİYOR?

Oysa Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili maddelerine göre davanın esasını etkileyecek derecede yeni bir delil ortaya çıkmadığı müddetçe yargılamanın yenilenemeyeceğine dair hüküm olmasına rağmen mahkeme sanıkların taleplerini kabul ederek yeniden yargılamalarını kararlaştırdı. Mahkeme sanıkların AİHM ve AİHS kriterlerine göre hak kaybını önlemek için yargılamanın yenilenmesi kapsamında suikast birim sorumlusu Naşit Tutar ile hükümlü tetikçiler Hasan Süsli, Hüsamettin Çiçek, Asıf Güneş, Mehmet Halil Taş, İhsan Baran, Mesut Tunce, Murat Salur, Mehmet Çiğdem ve İdris Şimşek’in ayrı ayrı tahliyelerine karar verdi.

Cezayı veren hakim sürgün edilmişti! 32 yurttaşı öldüren Hizbullahçı serbest

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, yeniden yargılama gerekçesiyle tahliye edilen hükümlü Hizbullahçılara ilişkin dün açıklama yaptı.

Bakan şu ifadeleri kullandı:

“Anayasa Mahkemesi 2018 yılında ‘heyette askeri hâkim bulunması yeniden yargılama nedenidir’ kararını verdi ve mahkemeler ağır suç hükümlüsü Hizbullahçılar için ‘tahliye’ kararları vermeye başladı. Öyle ki Hizbullah dosyasını uzun süre kesin karara bağlamayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu tercihiyle, 2011’de ‘uzun tutukluluk’ düzenlemesinin yürürlüğe girmesiyle, Hizbullahçıların özellikle hüküm giymiş üst düzey yöneticilerinin özgür kalmasına sebep olmuştu. Aradan geçen zamanda çok sular aktı, ülke gündemi ve coğrafyamızda yaşanan gelişmeler defalarca mutasyona uğradı ve gelinen noktada cezaevlerinde hükümlü Hizbullahçı kalmadı. Şimdi ise tahliye sırasının, hükümlü olan tetikçi Hizbullahçılara geldiği görülüyor. 2019’da onlarca Hizbullahçı serbest bırakıldığında dönemin Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e sormuştuk. Gül, sorularımıza yanıt vermek yerine mevzuatı yazıp tüm yetki ve sorumluluğun yargı mercisine ait olduğunu ifade etmekle yetinmişti. Yüzlerce insanı vahşice katleden Hizbullah ile ilgili aldıkları bu tasarrufu da bu ‘cesur’ tavrı da anlamak mümkün değil.”