TELE 1 ekranının sevilen programı 18 dakika 8. yılını geride bıraktı. Yıllardır pek çok olaya ev sahipliği yapan programın sunucuları Prof. Dr. Emre Kongar ve TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Dr. Merdan Yanardağ programın nasıl başladığını canlı yayında anlattı. Prof. Dr. Emre Kongar 8 yıl önce yaşananları şöyle anlattı:
8 yıl önce Amerika'da olduğum sıralarda sevgili Merdan Yanardağ beni arayarak ulusal yayına geçtikleri haberini verdi ve haftada bir program yapmak için beni davet etti. Çok heyecanlandım ve proje üzerinde çalıştık. Ben ana haber önünde veya arkasında her gün yayında olacak şekilde bir program önerisinde bulundum. Sevgili Merdan da televizyonculuk ilkelerine bağlı biri olarak uzun programların izleyiciyi sıktığı gerekçesiyle ve haklı olarak da 18 dakika olacak şekilde bir program ayarladı.
Aslında program 8 yıl önce 18 dakikaydı. Ama program o kadar tuttu ki izleyenler daha fazlasını istedi. Daha sonra iki kişiyiz 18 çarpı 2 olsun dedik ama yine yetmedi. Üzerine bir 18 dakika da izleyici hakkı koyduk ama geldiğimiz noktada hala 1 saate yakın ekrandayız.
Canlı yayında çaylarını 18 dakikanın 8. yılı şerefine kaldıran Emre Kongar ve Merdan Yanardağ izleyenleri de gülümsetti. Yapılan işin zorluğuna ve stresine de değinen Kongar şöyle devam etti:
Zor ve stresli işler sevgili izleyenler. Canlı yayın hataya çok açık bir konu çünkü önceden birbirimizle konuşup anlaşmıyoruz en çok konu başlıklarına bakarız. Dinamizni bozmamak da hata riskini artıyor. Yeri geliyor birbirimize katılmıyoruz. Tarihleri isimleri doğru hatırlamak çok önemli. Birbirimizi düzeltiyoruz tabi. Böyle yuvarlana yuvarlana böyle bugüne geldik.
Biz bu noktaya AKP ve Erdoğan yüzünden geldik. Bakın sayesinde demiyorum. Onların bu baskıları olmasa, medyanın neredeyse yüzde 98'ini kullanıyor olmasa belki de bu kadar değerli olmayacaktık. O kadar zor bir iş ki, görüyorsunuz yaşıyorsunuz. Sizin sayenizde izleniyoruz. Gözünün üstünde kaşın var diyerek RTÜK ceza basıyor. Ama öyle ya da böyle işte 8 yılı geride bıraktık. Sizle bunları paylaşmak istedim. Öyle bir emperyalist karabasanı ve iktidar baskısıyla karşı karşıyayız ki, ama sizleri çok seviyorum ve burada bulunmaktan duyduğum mutluluğu da belirteyim.
