10 Ekim davası avukatlarında Hulusi Akar’ın gar katliamıyla ilgili sözlerine tepki

Yayın tarihi: 15 Kasım 2020 Pazar 11:59 am - Güncelleme: 15 Kasım 2020 Pazar 12:01 pm

Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar’ın, çözüm sürecinin sonlanmasının ‘Antep, Ankara Gar, İstanbul Havalimanı, Suruç katliamlarının’ neden olduğu sözlerine, 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu tepki gösterdi. Açıklamada, “Her kademeden yetkililer tarafından yapılan bütün bu gerçeğe aykırı açıklamalar, birtakım siyasi hesaplarla zaman zaman gündeme getirilmekte ve kamuoyunun katliamlarla ve sorumlularıyla ilgili algısı değiştirilmeye çalışılmaktadır” ifadelerine yer verildi.

Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar’ın, çözüm sürecinin sonlanmasının ‘Antep, Ankara Gar, İstanbul Havalimanı, Suruç katliamlarının’ neden olduğu sözlerine 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu tepki gösterdi.

Hulusi Akar’dan ‘çözüm süreci’ açıklaması

Milli Savunma Bakanlığı’nın 2021 Yılı Bütçesinin görüşmeleri sırasında konuşan Akar, 2013 – 2015 yılları arasındaki çözüm sürecinin neden bittiğini anlatırken, “Antep, Ankara Gar, İstanbul Havalimanı, Suruç… Yani yüzlerce kişiyi katlettiler, cevap bu oldu” dedi. 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, “aradan geçen 5 yılda halen ısrarla ‘kokteyl terör’ kandırmacasıyla kamuoyunu yanlış yönlendirmeye çalıştıklarını gösteren yeni bir örnek olmaktan başka bir anlam taşımamaktadır” dedi.

“KATLİAMIN DOSYASINDA IŞID’İN PLANLADIĞI KONUSUNDA HİÇBİR TARTIŞMA BULUNMAMAKTADIR”

Avukat Komisyonu Akar’ın sözlerine tepki gösterdi. Avukat Komisyonu’nun açıklamasında şöyle denildi:

“Bilindiği üzere 2015 yılında ülkenin dört bir yanında IŞİD tarafından katliamlar örgütlenmiş, yüzlerce insan hayatını kaybetmiş, binlerce insan yaralanmış, on binlerce insan ise yaşananlara tanıklık etmiştir. Bu katliamlardan 10 Ekim Ankara Katliamı dava dosyası, katliamın ilk anından bu yana tarafımızca takip edilmektedir. Dosyada yargılanan tüm sanıklar IŞİD’lidir ve katliamı IŞİD’in planladığı konusunda hiçbir tartışma bulunmamaktadır. Dosya kapsamında bizim açımızdan bu anlamda tek tartışma konusu, katliam sorumluluğunun sadece IŞİD ve IŞİD’lilerle sınırlı olamayacağı noktasında olup, katliamın her aşamasındaki devlet görevlilerinin sorumluluğunun yargılamaya dahil edilmesi ve katliamın ‘insanlığa karşı suç’ olarak nitelenmesi hakkındadır.

Muhalefetin soruları Hulusi Akar’a bildiklerini unutturdu

“KAMUOYUNUN KATLİAMLAR VE SORUMLULARIYLA İLGİLİ ALGISINI DEĞİŞTİRMEYE YÖNELİKTİR”

Hulusi Akar’ın her bakımdan açıklanmaya muhtaç son sözleri, katliamlarla ilgili başta Cumhurbaşkanının ortaya attığı “kokteyl terör” iddiasını ispatlamaya çalışan ama başaramayan savcılık makamının çabalarından, 2018 yılında Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in dosyamız sanıkları hakkında verdiği gerçek dışı beyanlardan ve dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun zamanında bu yönde yaptığı açıklamalardan bağımsız düşünülemez. Her kademeden yetkililer tarafından yapılan bütün bu gerçeğe aykırı açıklamalar, birtakım siyasi hesaplarla zaman zaman gündeme getirilmekte ve kamuoyunun katliamlarla ve sorumlularıyla ilgili algısı değiştirilmeye çalışılmaktadır.”

“MAĞDURLAR SUÇLU GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILIYOR”

Açıklamada, katliamın ardından geçen sürede iktidarın katliamla ilgili hiçbir anmaya izin vermediğine dikkat çekilerek şu görüşlere yer verildi:

“Katliamın hemen arkasından İstanbul Adliyesinde anma düzenleyen meslektaşlarımız terör örgütü propagandası suçlamasıyla yargılanmaktadır. Kısacası katliamlarla ilgili çarpıtmalar her yönden devam etmektedir. Katliamın sorumlularını farklı yerlerde göstermeye çalışan ve mağdurları da suçlu olarak gören tüm bu açıklamalar ve uygulamalar aynı zamanda, her kademeden devlet yetkililerinin katliamlara bakış açısının ne kadar çarpık olduğunu da açıkça göstermektedir. Oysa onlara düşen asıl görev, gerçekleri çarpıtan açıklamalar yapmak yerine katliamların gerçek faillerinin bulunmasını sağlamak olmalıdır.”

Merdan Yanardağ: Halkın yüzde 60’ı Hulusi Akar’la değil savaşa, gezmeye bile gitmez